“Ateşe Konuş Küle Ağla” – Madımak, 2 Temmuz ’93

Ateş, yüz bin yıl hem iyilik hem de kötülük oldu.. yüz bin acı doğurdu. Hem yaktı hem de insan biraz da ateşle insan oldu. Acılarla hançerledi. Acılarla bağırdı. Yüz bin çığlık atı. Kimse duymadı. Yananın çığlığına yakanlar seyirci kaldı. Seyirci olan insan mıydı yoksa semersiz bir eşek mi?

Ya emdiğin temiz süte ne oldu ey insan? Sütü kim sever? Bir kova süt müdür kan? Ateş mi insan mı insanı yakan? İnsan mı ateş mi yanan?

Ey süt! ey ateş! kanla kirlettiler parlaklığınızı.
bu ilgisizliğin sebebi ne?
Ey insan! seni derinden yaralayan silahın adı mı ilgisizlik!
Yüz bin yıl, yüz bin iyilik yaymıştın.

Yaktılar iyiliği.
Kararttılar dünyaya aşık olan dolunayın parlaklığını. Kana buladılar ateşin ışığını.

Gene de yürüyeceksin o ince yolda.
Bu bereketli topraklarda yolsuz yürüme.

Süte bir de ekmeğe kan kattılar. Kansız lokma ye, kanlı lokma yeme. Suların denizlere döküldüğü yerleri kuruttular. Mavi gökyüzünde dolunayda parlayan bu topraklarda yükün var! Susma, usanma ey insan! Yüz bin yıl yüz bin çiçeğe saldırdın bir gram bal için. Zayıflattılar seni. Problemlerle korkuttular. Korkma. Problemin büyükse bilgin büyür. Bilgin büyürse problemin küçülür. Bilgiyi büyüt, problemi küçült ey insan! Boyun eğme. Önüne bak, inat et. İnattır insanlığı ilerleten. Mutluluğu da refahı da doğuran her yeni yaşamın öfkeleri büyük yerlere akar. Çelişkileri körükler, âlime akıl verir.

Kötü dünyada yaşıyoruz. Ateşin insana bedduası mı bu? Kavrulandan düşen her damla delirtiyor onu.
Ve bağırıyor ateş:
“yapmayın” diye.
Acılarla hançerlemeyin!
Yüz bin yıl bağırdı ateş. İnsan duymadı bu sesi.

İnsanın avlamaya kıyamadığı geyik huylu bir ejderha mı ateş?
Ateşe düşen her damla iyiliği kanla kirlettiler.

İnsan çiğ süt emmiş. İnsan namert. Solucanı balıkla, balığı solucanla avladı. Solucan balığın, balık solucanın, insan ikisinin celladı.
Birini diğerinin ölüsüyle, diğerini birinin dirisiyle avladı…

Bütün büyük kırımlar ateşte oldu.
Ateşte yaktılar.
Sivas Madımak’ta 33 canı.
Ey karanlığın gözü!
Bir serçe lokması kadar kalmadı değerin…

İnsan mı ateş mi kendisini yakan?