Selahattin Demirtaş’tan 3 Soru

Selahattin Demirtaş, HDP’nin hedef gösterilmesine dair bir yazı yazdı. Demirtaş, HDP’ye, ‘terörle arana mesafe koy’ diyenlere 3 soru sorarak yanıt istedi.

Edirne F tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, CHP milletvekili Gürsel Tekin’in bir soru üzerine HDP’ye bakanlık verilebileceğini söylemesinin ardından başlayan tartışmalardan sonra T24’e yazdığı yazı ile 3 soru yöneltti. Yazısında şu cümlelere yer verdi:

“Gereksiz bir bakanlık tartışması nedeniyle bugünlerde herkes her yerde HDP’yi tartışıyor, ahkam kesiyor ya da asıp kesiyor. 

Aklı başında gibi görünen bazı yorumcular bile HDP’yi, Türkiye siyasetini zehirleyen bir sorun olarak tanımlamaktan geri durmuyor. Neymiş, “HDP terörle içli dışlı olduğundan kimse HDP’nin yanında olamıyormuş. Öte yandan HDP oyları olmadan kimse Cumhurbaşkanı seçilemediğinden kimse HDP’den de vazgeçemiyormuş! Ama gelin görün ki HDP adeta cüzzamlıymış, HDP seçmeninin oyları da ‘zehirli ilaç’mış.”

Adına Kürt sorunu denilen büyük ve ciddi sorunla ilgili konuşurken herkesin eteğindeki taşları dökmesi, karnından konuşmayı bırakıp görüşlerini cesurca açıklaması gerekir. En azından biz öyle yapıyoruz, herkesten de aynı samimiyeti ve açıklığı bekleriz.

Tekrar belirtelim, kesişen sosyolojiye rağmen HDP, PKK’nin uzantısı ya da siyasi kolu değildir. HDP anayasal, meşru, demokratik bir siyasi partidir. HDP ile memleketin sorunlarını ve çözümlerini konuşmak için “Önce terörle arana mesafe koy” saçmalığını dayatanlara şunları sorup cevabı da onlardan bekleyelim:

– Erdoğan, Öcalan ile resmi olarak görüşürken Öcalan’dan “terörle arasına mesafe koymasını” istemiş olabilir mi?

– Erdoğan, PKK ile resmi olarak görüşürken, PKK’den PKK ile arasına mesafe koymasını istemiş olabilir mi?

Peki siz HDP’ye “Terörle arana mesafe koy!” diye gürlediğinizde (!) HDP ne diyor? “Hayır, ben terörden yanayım, terör ilelebet sürüp gitsin istiyorum” mu diyor? Yoksa “Gelin el ele verelim, silah meselesini siyasi yollarla çözüp iç barışı sağlayarak demokrasiyi büyütelim” mi diyor?

Yani siz HDP’ye diyorsunuz ki, “Sen de gel bizim saflarımıza katıl, terörle birlikte mücadele edelim ve dağa çıkmış Kürt çocuklarını hep beraber öldürelim.”

HDP ne diyor? “Hayır, kimse kimseyi öldürmesin. Ölen Kürt de Türk de bizim çocuklarımızdır. Gelin beraberce konuşalım ve sorunlara barış yoluyla çözüm bulalım.”

Evet, durum tam olarak budur. Kimse aklımızla alay etmesin. 

Eğer Altılı Masa’nın Kürt sorununa ilişkin barışçıl bir çözüm vizyonu yoksa ve “Biz iktidara gelirsek daha çok terörist öldürürüz ve Kürt sorununu da böylece çözmüş oluruz” diyorlarsa açık açık söylesinler de bilelim. Çünkü bu halkın insanları; milyonlarca kişinin ağabeyi, ablası, kızı, oğlu, torunu, arkadaşı dağda ve o milyonlarca kişi, yakınlarını, sevdiklerini daha iyi öldürsünler diye kimseye değil oyunu, günahını bile vermez. Türk, Kürt herkes barışı sağlayacak ve gençleri dağdan indirecek cesaretteki siyasetçileri görmek ister.

Kırk yıldır “bitirdik, kökünü kazıdık” teranelerini dinlemekten de bu topraklar üzerinde özgürce, barış ve huzur içinde yaşaması gereken gençleri toprağa vermekten de bıktı bu halk. Halk artık barış istiyor, BARIŞ! Anlamıyor musunuz?

Öldürmekle, ölmekle Kürt sorununun çözülmeyeceğini görmüyor musunuz?

Sorunun çözümü uzadıkça durumun çetrefilleştiğini, uluslararası hale geldiğini, emperyalizmin oyun sahasına dönüştüğünü fark etmiyor musunuz?

HDP’nin gelecek vizyonunda silah, şiddet yoktur. HDP, programını yaparken silahların yakın zamanda, belki de seçimlerden hemen sonra tümden ortadan kalkacağını öngörüyor, bunun için çalışıyor. HDP’nin istediği, hayali, beklentisi, çabası şunun içindir: Kürt sorunu demokrasi içinde çözülecek, çatışmalar kalıcı olarak bitecek.

Oysa HDP dışındaki partilerin vizyonunda terör hep var, var olmaya da devam edecek. Onlar da hep terörle mücadele edecek. Terörle mücadele ederken de HDP ile yan yana durmak olmaz tabii!

Velhasıl, kimsenin aklında silahın, savaşın, “terörün” diyalogla, siyasetle çözülüp sonlandırılması diye bir seçenek yok. Bu mudur demokratlık? Bu mudur değişim?

HDP’ye “terörle arana mesafe koy” denildiğinde ve buna karşın HDP “Ne mesafe koyması, gelin el ele verip sorunu tümden çözelim” dediğinde kim daha ileri, daha akılcı, daha ahlaki bir şey önermiş oluyor?

Kimilerine göre “terör” hep devam etsin ama sadece HDP arasına mesafe koysun. HDP’ye göreyse tümden ve barış yoluyla bitsin.

Sizce şiddetle arasına mesafe koyması gerekenler gerçekte kimler?

Lütfen elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin.”