İlk Toplumların Cinsiyet Algısına Bir Bakış: Şamanizm’de Cinsiyet Değiştirmek

İlk insan topluluklarından itibaren ortaya çıkan inançsal pratikler ve anlatılar, Şamanizm’in kökeni olarak görülür. Şamanizm’in ve icracısı şamanlığın doğuşundan itibaren kadın etrafında şekillendiği ileri sürülmektedir. Anaerkil toplum yapısında insanların evreni, yaratılışı ve doğayı kadın üzerinden anlamlandırması söz konusuydu. Dolayısıyla, ilk inançsal pratiklerin ortaya çıkışı kadınla ilişkilendirilir. Yine yaşamla ilgili ilk cevaplar kadın üzerinden ortaya atılmıştır. Kadın sosyal ve dini hayatın yürütücüsü konumundadır ve güçlü bir otoritedir. Öyle ki ilk tanrı, ilk ilahi güçler ve ruhlar dişi olarak tasavvur edilirdi. Daha sonra ataerkilliğin egemenliğiyle bu düşünceler tepe taklak olacaktır. Geçmişteki dünya, bizlere bugün öğretilenden çok daha farklıydı. Bu farkı yaratan da yeni bir süreç, ataerkillik olmuştur. Tabi temelde bir birini etkileyen pek çok etken vardır (tarım devrimi, hayvancılık vb.).

Tarihçilerin bir kısmına göre şamanlık ilk toplumlarda ateş etrafında ortaya çıkmıştır. İnsanlığın ilk topluluklarında toplayıcılık yapan ve bitkileri kullanan kadın, aynı zamanda ateşin kontrolünü de elinde tutan kişiydi. Ateş kutsal bir varlık olarak görülürken, bu kutsal varlığın kontrolü de yine kutsal bir varlık olarak görülen kadına bırakılmıştı. Öte yandan kadın, doğuran ve yeni yaşama kaynaklık eden bir varlıktı. Bu sebeple de ilahi vasıflara sahip biri olarak telakki ediliyordu. Bitkilerle ve bir takım ritüellerle hastalıkları, hatta ölümü tedavi etme çabasına giriyordu. Netice itibariyle kadın, şifacı, din insanı, rehber ve ilahi bir canlı olarak karşımıza çıkar.

İlk zamanlarda kadınları ve kadın şamanları kutsal gören insanlar, zamanla ortaya çıkan erkek şamanlara daha az önem atfediyordu. Klanlar tarafından erkek şamanların kadın şamanlardan daha az güce sahip olduğu düşünülmekteydi. Bu sebeple erkek şamanların kadın elbiseleri ve kadın uzuvlarını simgeleyen kıyafetler giymesi gibi bir durum söz konusuydu. Bu durum, toplumun güvenin kazanmak ve güçlü olduğunu göstermek açısından önemliydi. Bu durumun daha da ileriye gidip cinsiyet değiştirmeye kadar vardığı görülür. Zira erkeklerin şaman olarak kabul görmesi uzun zaman alacaktır. İnsanların şaman olarak cinsiyet değiştirmeye yönelmesinin altında, kimliklerini özgürce yaşama isteğinin de olabileceğini de belirtmek gerek. Yani sırf inançsal bir statü elde etme peşinde olduklarını söylersek, meseleye eksik bakmış oluruz. Avcı-toplayıcı konargöçer toplumlarda ve daha öncesinde günümüz cinsiyet algıları ve toplumsal normlar farklıydı. Günümüzün aksine, LGBT+ bireylere karşı geliştirilen nefret geçmişte yadırganabilirdi. Bazı toplumların cinsel yönelimler konusunda sınırlar örmediği görülür. Her ne kadar “erkek” tarih bunu görmese de gerçek tarihin ta kendisi olarak bizlere kendisini gösteriyor.

Tarihsel süreç ilerlediğinde, cinsiyet değiştirme veya yönelimler pek çok toplumda “sapkınlık”, “hastalık” veya “şeytanın müdahalesi” gibi ifadelerle açıklanır. Şamanist toplumlarda ise bu durum ruhların ilhamıyla gerçekleşen zorunlu bir durumdur. İnsanın ve şamanın doğasının bir parçasıdır. Cinsiyet değiştirmek şamanlığın olağan durumu, zaruri yoludur. Bu durum erkek şamanlarda daha çok görülse de kadın şamanlarda da görülür. Şaman ruhların yardımıyla cinsel yolculuğuna çıkar ve özünde olması gerektiği cinsel kimliğe gelip yerleşir. Cinsel kimliğine kavuşmak isteyen şaman, ruhların kendisine aslında “kadın” ya da “erkek” olduğunu söylediğini iddia eder. Ve olması gerektiği kişiye dönüşmenin kaçınılmaz bir durum olduğunu toplumda bilir. Bu ilahi bir müdahale ile ruhların, tanrı veya tanrıların isteğidir. Toplum tarafından, şamanın kendisini kabul ettiği halde (kadın veya erkek olarak) kabul görülür. Bu durum aşağı yukarı Asya, Afrika, Amerika ve Avusturalya Şamanizm’inde benzer şekilde görülürdü.

Bu toplumlarda doğum yapan erkek şamanlar veya kadın şamanların varlığı olağandır. Şamanlar yalnız insan da doğurmaz kutsal hayvanların doğumuna da vesile olurlar. Temelde doğum hadisesinde ve cinsiyet değiştirme durumunda, aslında şamanlığın cinsiyet üstü bir duruma varmak istediği görülür. Yani aslında cinsiyetle ilgili bir dertleri yok da sadece insan veya bir canlı olma vasfı vardır. Bunun dışında her şey biraz dünyevi, biraz da fuzulidir. Asıl mesele can, asıl mesele maddenin ardındaki manadır. Bu makalede dahil olmak üzere yapılan her yorum, geçmişe bir kılıf biçme, bir kalıba yerleştirme durumundan öteye geçemez. Bugünün dünyasının gözüyle geçmişe bakmak, ne kadar net bir görüntü sağlar tartışılır. Sonuç olarak şu açıktır ki Şamanist toplumların pek çok konuda olduğu gibi, cinsiyet ve cinsel yönelim konularına bakışı da farklıydı. Onların dertleri, gayeleri, anlam arayışları farklıydı.