Salıncakta Hasta Sallama ve Çocuk Satma Gelenekleri

Bu geleneklerin bir yerden bir yere, bir topluluktan başka topluluğa geçmesi, oralarda görülmesi tesadüfler sonucu oluşmuş kültürler değildir. Halkbilimin, sosyolojisiyle ifadesi mevcuttur. Eski toplum kültürlerinin sürdürücüleri, yakın zamanda hatta günümüzde Anadolu’da ve Kafkas halkları arasında mevcuttur. Henüz eski Halkbilim alanında yeterli bilgiye sahip olduğumuz söylenemez.

Anadolu, Yukarı Mezopotamya, (Dersim), Kafkas, Grek, Girit, Helen eski topluluklarında M.Ö. 3 binlerde; hastalıklar, yakın zamanlarda da yaralanma ağrı, acı çekme anlarında, kabakulak, çiçek hastalığı vd. çocuk hastalıklarında; hastayı sallama geleneği de vardı. Hasta, böyle durumlarda bir salıncağa konur sallanırdı.

Çocukluğumda köyümüzde çeşmeye kazan kurulur aileler çocuklarını orada yıkarlardı. Anımsıyorum, bir kış mevsimi, çeşmede kazan kurmuştu ailem. Annemin ev işleri olduğu için, ablam bana banyo yaptırıyordu. Kazan altında odun ateş sürekli yanıyordu, kazanda kaynayan sıcak su, bir büyük kap içine alınarak soğuk çeşme suyu ile aşılanıp normal ılık hale getiriliyordu. Hava soğuktu, durmadan üzerime tas tas su dökünmek istiyordum. Ablam sıcak suyu soğuk suyla aşılarken bir anlık dikkatsizliği, aceleciliği ile bir tas dolu sıcak suyu yanlışlıkla kafamdan aşağı döktü. Çığlık atarak bağırdım. Beni annem, babam evde salıncağa koydu artık üç gün mü daha çok mu hep salıncakta salladılar beni. Pek çok halkta da görülen, salıncakta salama geleneği, Dersim’de yakın zamanlara kadar yaşatılmış eski geleneklerdi. Eski Ahit’te’de salıncakta hasta sallama gelenekleri vardır.

Yin toplulukların bir eski geleneği de çocuk satma geleneğiydi. Kölelik döneminde çocukların satılması geleneği vardı. Bu kültür, daha çok, Trhak, Kelt, Frigya, Lidya, Kafkas, Anadolu, Mezopotamya topluluklarında görülüyordu. Çocuklar satılmak için kaçırılıyordu. Roma gladyatörleri bu kaçırılan çocuklardan oluşuyordu. Roma krallığının zulmünü yıkmak için ayaklanan köle isyanı önderi Spartaküs, küçükken kaçırılıp satılan bir çocuktu.

Çocukları satmak geleneği, Karadeniz sahil topluluklarında, Anadolu’da da Alevi / Kızılbaşlarda, ve eski Çerkeslerde vardı. Bu geleneğin kökeni eski topluluklarda kadının kocası öldüğünde, eşin ve en yakın akrabasının miras üzerinde hakkı olmaması için çocuk kaçırmalar, satmalar vardı.

Çocukları satma geleneği Anadolu’da Alevi / Kızılbaşlarda uzun yıllar sonra değişiklik göstermişti. Gerçek çocuk satma yerini, günümüzde temsili bir satma şekline dönüştürülmüştür. Çocuk, köy içinde başka bir aileye satılır, kucaktan kucağa verilerek tekrar geri alınır. O anda, aile satışı yapılan çocuğa, bu çocuk hem hastalıktan, ölmekten, hem satılmaktan, kurtulsun anlayışıyla, benim değildir denilerek ona, Satılmış adı verilir. Böylece temsili satışla o çocuk ‘satılmış’ kabul edilir. Bugün orta Anadolu’da pek çok Alevi köylerinde Satılmış adını taşıyan pek çok kişi vardır.

Yine eski topluluklarda beslenme gelenekleri üzerine de değişik kültürler vardı. Özgün yemek, beslenme, konuk ağırlama, kutsal yemekler, tanrılara sunulan bıcik, niyaz gibi yiyecek-içecek alışkanlıkları…

Eski Çerkes geleneklerinde de yer alan tahıllar arasında; darıyla, mısırla özgün yemekler ikram etme, konuk ağırlama, şarap, fiğ, baksıme vb. gibi gelenekler vardı. Antik yazarlardan Pilinus, bu gelenekleri şu şekilde anlatmaktadır: “Çerkeslerin darı tarlaları vardı. Ekmeği, darı pastası kadar tercih ettikleri onlara düşkünlükleri vardı” demektedir.

Çerkesler mısır unundan yiyecekleri, fig ve üzümden şarabı tercih ettikleri, şarap kültürünün ise tarihi Nart tanrılarına dayandığı, şarabın yerinin önemli olduğu gibi eski gelenekleri vardı.

***

Yararlanılan Kaynaklar:

*SALTIK; Turabi: Proto Dersim Kültürü Üzerine Tezler, Sorun Yayınları, İstanbul.
*NAMİTOK, Aytek: Çerkeslerin Kökeni, 2. Kitap, Çev.; ÇEVİKER, Aysel:, KAF-DAV Yay., Ocak 2009. Ank.
*SALTIK:Turabi: Çerkesler Edebiyat ve Kültür Tarihi, Babek Yayınları, Ekim 2020 İstanbul.