Bir Dersim Geleneği: Hawtemal

Dersim ve çevre illerdeki Alevilerin önemli günleri ve bayramları kış mevsimi süresince gerçekleştirilir. İlk etkinlik 21 Aralık’ta Gağan’la başlar, sonra sırasıyla Hızır, Kara Çarşamba ve 21 Mart’ta Hawtemal/Heftemal takip eder.

Mart ayında Dersim ve çevre illerdeki Aleviler tarafından kutlanan ve adı “Hawtemal / Heftemal” olan önemli bir gün vardır. Kırmancki konuşanlar bu günü “Hawtemal” (Hautemal, Houtemal), Kırmancki konuşanlar ise “Heftemal” (Haftemal) olarak adlandırırlar.“Hawt” veya “heft” yedi anlamına gelir; “mal” ise genelde ev veya aile olarak çevrilir. Hawtemal / Heftemal’ın zamanı ve aldığı sıfatlar yörelere göre değişebilir.

Hawtemal, genelde tabiatın canlanması ve yeniden oluşması anlamındadır ve yöreden yöreye değişse de üç aşamadan oluşur. 

1. Küçük Hawtemal (Hawtemalo Qıc) : 22 şubat 7 Mart arası. “Cemrenin havaya düşmesi, havaların ısınması.”
2. Ortanca Hawtemal (Hawtemalo werten) : 8 – 21 Mart arası. “Cemrenin suya düşmesi, suların ısınması ve buzların çözülmesi.”
3. Büyük Hawtemal (Hawtemalo Pil) : 22 Mart 4 Nisan arası. “Cemrenin toprağa düşmesi. Toprağın ısınması ve tabiatın yeniden canlanması. Doğanın kendi oluşumunu hazırlamış kendisinin bağrındaki bitkilerin kök hücrelerini yavaş yavaş canlandırarak büyütmeye çalışması. Bitkilerin yeşermeye başlaması tomurcuklarını açması ve dünyaya merhaba demesi. Cemrenin artık toprağa düşmesi doğa ve tabiatın canlanmasıdır.”

Koçgiri yöresinde birinci Heftemal 20 Mart, büyük Heftemal ise 30 Mart olarak kabul edilir. Varto’da da Heftemal 30 Mart sonrası kutlanır. Bugün yaşamın yeniden başladığına ve her şeyin secdeye geldiğine inanılır. Hanede büyük temizlik yapılır. Ev mayası yenilenir. Akarsudan getirilmiş su ile yapılan banyo sonrası temiz elbiseler giyinilir. Topluca mezarlıklar ziyaret edilir, dualar okunur ve lokmalar dağıtılır. Köye dönüşte birlikte yemek yenir. Kara Çarşamba’da uygulanan ritüeller (kuşburnu dallarından yapılan halkadan geçirilme, dama taş koyma gibi) Heftemal’da da gerçekleştirilir.

Bir kaynağa göre; “Hawtemal”da yerin altına sıcak bir sac girer; dolayısıyla karlar erir, buzlar çözülür, ırmaklar taşar. Artık Bahar’dır. Yeni bir yıl başlıyor. Bu günden başlayarak bütün doğa yeşile bürünür. Bir de; ağaçlar bu gece secdeye gelir. “Hawtemal” gecesi ağaçların secdeye gelmesini konu alan ilginç öyküler anlatılır.

Kırmancların inanışına göre; ağaçlar gecenin bir hayli geç bir saatinde secdeye geliyor ve bu kolay görülebilir, izlenebilir bir zaman değildir. Evlerin birinde bir gelin, gecenin çok geç bir saatinde uyanarak dışarı çıkar. Bir de bakar ki ne görsün; bütün ağaçlar secdeye gelmiş. Derhal eve dalarak herkesi uyandırır. Ağaçların secdeye geldiğini, buna gözleriyle tanık olduğunu belirtir. Ne yazık ki onlar dışarı çıktıklarında, secde olayı geçip gitmiştir. Gelinin bu olaya tanıklık ettiğine inanmazlar. Kadının yalan söylediğini sanıp, onu incitirler.

Sabah olunca dışarıda bir gürültü daha kopar. Bu defa yaygarayı koparan komşulardır. Komşu kadının çamaşır yıkarken kazanın altına koyduğu ücayak (Devzan), şimdi metrelerce yüksek bir ağacın en tepesinde takılı duruyor.

Bunu; ağaçlar secdeye geldiklerinde, onlardan birine takılıp kaldığına yorumlarlar. Ayrıca bu onlar açısından secde olayının da kanıtı olur. Olayın tanığı olan gelini kırdıklarından dolayı ondan özür dilerler. Anlatılan öykü kısa ve öz olarak budur.

Hawtemal’de Yapılan Etkinlikler

-Özellikle ırmaklardan su getirir ve bununla yıkanırlar. Bunun çok uğurlu olduğuna inanırlar. “Hawtemal“de ırmak suyu ile yıkananların; o yıl hastalanmayacaklarına, sağlıklı kalacaklarına bağlamaktalar.

-“Şilan” dedikleri kuşburnu ağacından bir dal kesiyorlar. Kestikleri bu dalın her iki ucunu
birleştirerek bağlıyorlar. Bunun çapı, bir insanın içinden geçebileceği kadardır. Çocukları yıkadıktan sonra “Şilan”dan geçirme töreni başlar. Bunu; bir dede, bir ana veya becerebilen bir başka kişi uygulayabilir. Bu uygulamaya özellikle çocuklar; ama isteyen yetişkinler de alınırlar.

“Şilane ro vetene”(Kuşburnundan geçirme) dedikleri bu törende; “şilan“dan geçecek adayın, ayakta durması ve yönünün güneşe dönük olması gerekir. Başından geçirilerek ayağının altından çıkarılan ve üç defa tekrarlanan bu olayda “şilan” çemberini elinde tutan kişi çesitli dualar okur.

Örnegin:

“Ya Mıhemed! (Ya Muhemmed!(Güneş)

Ya qelew u qudret!  (Ya varlık ve kudret sahibi!)

Zan u zun, dec u puc (Acı sızı, ağrı uyuşma)

çı xıraviye ke esta cıra def ke!” (ne kötülük varsa kendisinden defet!)

Dualar ölçünlü değil; bunlar çok değişiktir. Herkes ayrı bir dua okuyabiliyor.

-Yılın uğurlu olabilmesi için, lokmalar dağıtılır.

-Yatırlara ve kutsal yerlere gidenler de oluyor.

– Aileden herkese ayrı ayrı el veya yarım el büyüklüğünde yassı taşlar toplarlar. Bunları birlikte belirledikleri bir yere dizerler. Herkes hangi taşın kendine ait olduğunu bilir. Hangi taşın altına böcek girmiş ya da ot yeşermiş ise; bu yılın o taşın sahibine uğurlu geleceğine inanırlar. Aynca şöyle derler:“Rısqê çêyi emser riye di de yeno!“ (Bu yıl evin kısmeti onun sayesinde gelecek!).

– Bu günü en canlı kutlayanlar, hiç kuşkusuz çocuklar ve gençlerdir. Onlar bir çok oyun sergilerler.

Kaynak