
ONUR KÖSE
İran, tarihin tüm zamanlarında oluğu gibi M.S. V.-VI. asırlarda da oldukça önemli olaylara sahne olmaktaydı. Sasani İmparatorluğu iç çatışmalar, adaletsizlik ve yoksulluk içerisindeydi. Eftaliler (Ak Hun) ve Doğu Roma (Bizans), Sasanileri doğudan ve batıdan kıskaca almış, sürekli savaşlar yaşanmaktaydı. İmparatorluğun içinde bulunduğu bu durum, toplumda büyük bir kitlesel hareket doğurdu.
Sasani İmparatorluk tahtı için de bir yandan iç çekişmeler sürerken, halk ezilmeye devam ediyordu. Bu ortamda ezilenler Mazdek adlı bir kişi etrafında birleşmeye başladı. Tam ismi ile Mezdek b. Bâmdâd, komünal yaşamı arzulayıp, dini ve siyasi olarak bir devrimin gerçekleştirilmesini hedeflemiştir. Aynı zamanda inançsal bir önder konumundadır. Mazdek ve takipçilerinin hareketinin çıkış kaynağının Zerdüştlük mü Maniheizm mi olduğu hala araştırmacılarca tartışmalıdır. Ancak ağır basan kanı Zerdüştlük doğrultusundadır. Mazdek’in hayatı hakkında çeşitli rivayetler söz konusudur. Zerdüştlük içerisindeki sınıf duvarlarını ortadan kaldırmaya çalışarak, inançta ve sosyal yaşamda yeni bir düşünce ortaya attığı bilinmektedir. Bu yöndeki çaba ve eylemler Mazdekiliği doğuracaktır.
Mazdek’in fikirleri öte yandan Zerdüştlük içerisindeki bir mezhep şeklinde de görülmüştür. Zerdüştlük içerisindeki kuralların ve yasakların yeniden ele alınıp, reforme edildiği görülmüştür. Ekonomik ve de sosyal adaletin tesis edilmesi ana temayı oluşturmaktadır. Cinsellik, eğlence, yeme ve içme benzeri eylemlerin, alt tabaka için lüks ve yasak olmasından ziyade, herkesin hakkı olduğu ileri sürülmüştür. Mazdek’e göre kesinlikle “seçkinler” ve ruhban sınıf için hiçbir ayrıcalık olmamalıydı. Söz konusu düşünceler ve yaşanan olaylar, yoksulları ve ezilenleri kısa zaman içerisinde Mazdek çevresinde toplamaya başladı.
İmparatorluk üzerinde sürate yayılan Mazdek hareketi, İran başta olmak üzere Orta Doğu’daki düzenleri derinden sarstı. Mazdek ve destekçileri dünyadaki tüm malların, yeryüzündeki insanlar arasında adaletlice bölüşülmesini savunmuşlardı. Kaynakların ve yaratılan zenginliğin adil dağıtılmasını ve de söz konusu kaynaklar ila zenginlikleri gasp edip, insanları sömüren “seçkinler” sınıfının ortadan kaldırılmasını hedeflemekteydiler. Mazdek hareketine göre insanlar arasındaki adaletsizlik ve kin, eşitsizlikten kaynaklanmaktaydı. Bir sınıf zenginleşirken diğer bir sınıfta yoksullaştırılmaktaydı. Bu da adaletsizliğe ve dolayısıyla öfke ve kine dönüşmekteydi. Mazdek ve destekçileri adaleti sağlamak adına, zenginlerin mallarına el koyup yoksullarla bölüşeceklerini belirterek, zenginlere karşı büyük bir hareket başlatmıştır.
İmparatorluk hanedanı, zenginler, lider askeri kadrolar ve dini çevrelerle, ezilen halk arasında şiddetli çatışmalar yaşanmış ve ülke geneline yayılan bir ayaklanma cereyan etmiştir. Ortak bir yaşam idealiyle hareket eden Mazdek hareketi, özel mülkiyete karşı ilk hareketlerden birisi olarak da karşımıza çıkar.
Eşitlikçi ve adaletli bir yaşam için çabalayan Mazdek hareketinin düşünceleri içerisinde, “kadınların da ortak kullanılması” gibi bir takım iddiaların olduğu da ileri sürülmektedir. Bu iddianın hareketin lekelenmesine yönelik bir takım çarpıtmalar olduğu da belirtilmektedir. Zira tarihsel gerçekler göz önüne alındığında olan tam da budur. Çünkü Mazdek hareketinin, sınıflar arası evlilikler vb. kuralları kaldırdığı, kadın-erkek zorla evlendirilmeyi kaldırılıp, herkesin istediğiyle evlendirilmesinin sağlandığı bilinmektedir. Yine kadınlar üzerinde uygulanan zina kurallarının kaldırılması, cariye/kölelerin özgürleştirilmesi söz konusudur.
Sasani ülkesini saran Mazdek ayaklanması, hanedanı da düşürmeyi başararak teslime zorladı. İmparator Kubad MAzdek’in etkisi altına girdi. Ülkede kontrol Mazdek ve taraftarlarına geçmişken, bu durumun karşısındaki ruhban sınıf ve Kubad’ın oğlu Nûşirevân, uzun zamandır düşman oldukları Eftalitler’den (Ak Hunlar) yardım istedi. Sasani üzerinde hakimiyet kurmak için durumu fırsat bilen Eftalitler, yardım talebini kabul ettiler. Ülkeye giren Eftalit süvarileri ve yerli işbirlikçileri kısa sürede kanlı bir harekatla Mazdek ve taraftarlarını bastırdılar. Ardından tahta Nûşirevân’ın geçirildiği bilinmektedir. Akibeti hakkında türlü rivayetler olan Mazdek’in, Nûşirevân döneminde 524 ya da 528 yılında öldürüldüğü ileri sürülmektedir.
Söz konusu harekât kanlı bir şekilde bastırılsa da Mazdek’in ve hareketinin doğurduğu fikirler uzun asırlar boyunca İran coğrafyasında ve ötesinde izlerini yaşattı. Bu olaylar gösteriyor ki ezilenlerin adaleti sağlama ve sömürüyü ortadan kaldırma adına yaptıkları ayaklanma, sömürüyle kazandıkları zenginlik ve ayrıcalıklardan kopmak istemeyenleri “düşmanlarıyla” dahi işbirliği yapmaya itmiştir. Burada asıl düşmanın ve asıl tarafların kimler olduğu aslında alenen ortadadır.