Alevi Kurumlarından ve Kitle Örgütlerinden Madımak Davasına Çağrı

Sivas’ta Madımak Katliamı’nı gerçekleştiren 3 firari sanığın yargılandığı davanın duruşması 22 Haziran Çarşamba günü Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Alevi kurumları ve demokratik kitle örgütleri duruşmaya katılım çağrısı yaptı.

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) ve Madımak Müzesi Komitesi’nin yaptığı basın açıklamasına, Ankara Dersimliler Derneği, İHD Ankara şubesi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Fatma Kurtulan ve HDP Ankara il örgütü destek verdi.

BASINA VE KAMUOYUNA

2 Temmuz 1993’te Sivas’ta bulunan Madımak Otel’inde 33 canımızın yakılarak katledilmesine ilişkin görülecek duruşma öncesindeyiz. Madımak Katliamı, bundan yaklaşık 30 yıl önce devletin organize ettiği ve gerici, tekçi güruhun hayata geçirdiği bir katliamdır. Bu yapılan saldırı sadece Alevilere değil, ezilen, ötekileştiren her kesime yapıldı. Devletin yıllardır sürdürmekte olduğu tekçi, ötekileştirici bu zihniyetin getirisi olarak devam eden katliam politikaları, gittikçe saldırganlaşarak, muhalif kesime hiçbir can güvenliği ve yaşam hakkı tanımamaktadır. Benimsedikleri bu korkutma üzerine dayalı ayrımcı tutumları, gündelik hayatta dahi varlığını korumaktadır. Örneğin cemevlerimize yapılan saldırılar ve Alevi köylerine camii yapma pazarlığı, zorunlu din dersleri, ev işaretlemeleri, asimilasyon politikaları, okullarda Alevi öğrencilere, inancımıza hakaretler, Alevilerin kutsal mekânlarına işgal ve saldırılar olarak devam etmektedir. Türkiye’de hangi siyasi parti iktidara gelmişse sadece Alevilere, Kürtlere değil, demokrat muhaliflere karşı baskı zulüm, katliam ve sindirme politikalarını aralıksız devam ettirmiştir. Kendi iktidar bekası için, ülkede ağır bir baskı rejimi kurmuştur. Bu süreçte çıkarılan KHK’larla yüz binlerce insan haksız yere işinden atılmış, muhalif basın yayın organları kapatılmış, binlerce insan hukuksuz kararlarla tutuklanmıştır. Bu haksızlığa boyun eğmeyip direnenler, iktidarının saldırgan politikalarının hedefi olmuşlardır. Roboski, Ankara Gar, Suruç, Diyarbakır, Antep, Sur, Cizre ve Nusaybin’de yaşanan katliamlara bakın. Yine bu devlet kendi katillerini görmezden gelerek, cezaevlerini siyasi tutsaklarla doldurup, bir iradeyi dize getirme planları yaparak baskı, zulüm, işkencelerle, yaşanmaz olan cezaevi koşullarını, hak ihlallerini ve tecridi devam ettirerek insanlık suçu işlemektedir.

Bugün 2 Temmuz katliamının üzerinden 30 yıl geçti, 2012 yılında Madımak ana davası zaman aşımına uğratılarak kapatılmıştır. Gelinen süreç firari üç katil yakalanmadığı için onlar üzerinden devam etmektedir. Üç katil Almanya’dadır ve adresleri bellidir, Türk devleti can alan katilleri, katliam sanığı olarak kırmızı bülten çıkartmadığı için, yakalanıp iade edilmemektedir.

Yakın tarihe baktığımızda Maraş, Çorum, Malatya ve Gazi katliam davaları sürece yayılmış, karartılmış ve unutturulmuştur. Madımak Katliamı’nın da üzerinin örtülmesini istemiyoruz. Sadece Madımak Katliamı değil; Roboski, Suruç, 10 Ekim Gar Katliamı, Hrant Dink ve diğer katliamlarla da yüzleşilsin istiyoruz. Bu sebeple 22 Haziran’da görülecek mahkemede olacağız. Devlet, bu katliamlarla yüzleşmediği sürece ülkede barış, demokrasi ve bir arada yaşama imkânı olmayacaktır. İnanç örgütleri, Sivil Toplum Kurumları, demokratik güçleri olarak, toplumun, hak arama mücadelesi veren davalara sahip çıkmasını istiyoruz. Ülkedeki demokratik mücadeleye katkısı olacağını düşünüyoruz.

Yüzleşmek, hak ve hakikatin ortaya çıkmasıdır. Devlet, yaptığı tüm katliamlarla yüzleşmelidir; gerçek suçlular yakalanıp adalet önünde hesap vermelidir. Bu katliamlar insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Bu suçlarda zaman aşımı olmaz. Üzeri kapatılamaz.

Bizler, 22 Haziran Çarşamba günü saat 14.00’te Ankara Adliyesi, 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya katılıyoruz; tüm kamuoyunu da duyarlılığa davet ediyoruz. Hak ve hakikat için, Ne-Hakk zihniyete karşı birlik olalım.