Dersim Aşuwa (İşuwa) Krallığı

Aşuwa (İşuwa) Krallığının -MÖ. 3000’lerden MS. 7 ve 3. yüzyıla kadar- egemenlik alanları; Yukarı Mezopotamya (Dersim) coğrafyasından başlayarak Batı Anadolu’ya dayanmaktaydı. Aşuwa Krallığının merkezi, Dersim Çemişgezek’teki Aşuwan Köyü idi.

Bu köyün bitişiğindeki Vasgıvan Köyü ise geçmişte Mitanni-Hurri-Gutti (Kürt topluluklarına) krallıklarına başkentlik yapmıştı. Anadolu uygarlıkları üzerine çalışmalar yapan Ekrem Akurgal: “Vasgıvan’ın tarihteki yerinin neresi olduğunu biz tespit edemedik” diye yazmıştı. Vasgıvan da Aşuwan Köyü ve kalesi gibi, 1968’de Keban Barajının göl suları altında kaldı.

Bu yöreler su kıyısında verimli alüviyum topraklara sahipti. İlk çapa tarımı buralarda yapılmış, buğday yetiştirilmişti. Aşuwa (İşuwa) ayrıca Dersim’in tarihteki ilk adlarından biriydi. Günümüzde Dersim için hala bu ad kullanılmaktadır.

Aşuwa Krallığı, Dersim’den Batı Ege’ye uzanan bu geniş coğrafyada uzun yüz yıllar egemenlik sürdürdü. Bu yörelere Alanlar da yerleşmişlerdi. O zamanlar (MÖ. 3000’lerde) bölgede beş dil ve bu dillere bağlı pek çok şive konuşuluyordu. Luviler, Pelasglar, Kissisler, Dımıliler gibi diller. Yunan filozofları olarak bilinen pek çok antik edebiyat el yazmacısı (ki bunların pek çoğu hatta yüzlercesi Yunan değildi) yeni geliştirilen Fenike alfabesini kullanarak kendi dilleriyle yazılar yazmışlardı.

Bölgede egemen inançlar; Kafkasya, Yukarı Mezopotamya (Dersim) ve Anadolu ve Mısır kökenli inançlardı. Pek çok tanrı-tanrıça adları gerek Mitanni-Hurri-Gutti krallıkları zamanında gerekse de Aşuwa Krallığı zamanında iç içe karışmış, aynılaşmıştı.

Batı Ege Aşuwa Krallığı içerisindeki bölgeye Astrya deniliyordu. Astlar, Kafkas halklarının Aşuwa Krallığı içerisindeki akraba boylarıydılar. Yukarı Mezopotamya’dan (Dersim’den) Ege’ye, Kafkasya’ya kadar dağılmışlardı. Ege’deki; Edremit, Çandarlı, Aliağa, Foça, Bergama ve bugünkü Dikili Bademler Köyü civarı o zamanlar Astrya olarak adlandırılıyordu.

Astr sözcüğü, Aşuwa içerisindeki Dersimli Dımılilerin dilinde yıldız demekti. Yani Astrya, Yıldız Ülkesi ya da Astların ülkesi anlamındaydı. Aşuwa Krallığına bağlıydı. Astrya Batı Anadolu’da önemli bir bölgeydi.

Dönemin pek çok filozofları burada doğmuş, burada yaşamışlardı. Sonra Persya’dan gelen saldırılar ve savaşlarla bu filozoflar daha batıya göç başlattı, Yunanistan’ı ve adaları yurt tuttular. Ünlü Pitagor, (Pisagor) Astrya – Yıldız Ülkesi ya da Astların ülkesi- doğumluydu.

Astrya yakınlarında kayalık bir kıyıya ağzı bulunan ve çok derin olan Sapra adında bir göl vardı. O zamanların Sapra Gölü, bugün İzmir Dikili Bademler Köyü’nün yakınlarında Gölbaşı diye adlandırılmaktadır. Burada egemen inanç Ana yanlı inançları. Başana Tanrıça Anderiya idi. Anderiya’nın iki kızı vardı, biri Hera, diğeri Kayme. İyilik ve kötülük tanrıçalarıydılar.

Lidyalılar döneminde Foçalılar para basmışlardı arkasında Kayme’nin resmi vardı. Anadolu’da bugün bir mal için hala bunun fiyatı kaç ‘kayme’dir denilmektedir. Bu söz parayı ifade eden bir söz olarak hala kullanılmaktadır. Anderiya, Kayme ve Hera tanrıçaların annesiydi.

Tanrıçanın yaşadığı bu topraklarda Palaia denilen bir mağara ve bir geçit vardı.

Bir gün;

Bir çoban sürüsünü burada yaymıştı. Sürüden ayrılan bir keçi, geçidin ağzından içeri düşmüş ve ertesi gün oraya, yani Tanrıçalar Anası Anderiya’ya kurban kesmek için giden sürü sahibi tarafından bulunmuş, geçit ortaya çıkartılmıştı.

Burası Aterneus (Dikili) tiranının (tanrı tanımazlar) yaşadığı yerdi. Filozof Aristo burada doğmuş, yaşamı bu tepede geçmiş ve burada ölmüştü. Mezarı Dikili’de ki Aterneus adlı tepededir. Yani şimdiki Dikili topraklarında o zamanki Aterneus tiranı yaşıyordu. Bu tiranın adı Hermies’ti. Pitane (Çandarlı) kentine kadar egemendi. Buradan geçen nehir, daha o zamanlarda Adremittiynlular (Edremitliler) tarafından yapılmış su yollarına sahipti. Buralarda ünlü filozoflardan Zenon ile Polemon’dan dersler almış, onların öğrenciliğini yapmış Arkesilaos Pitane doğumluydu. Zenon’un, Polemon’un, Arkesilaos’un dilleri Aşuwa Krallığı içerisindeki unsurların konuştukları dillerdi.

Burada egemen tanrı-tanrıça ögeleri Yukarı Mezopotamya’da (Dersim’de) varlık gösteren Aşuwa Krallığı içerisinde ki halkların inanç dizgeleriydi. Bu inançları buralara yani Astrya -Astların ülkesine- bu halklar tarafından taşınmıştı. Tanrılar Anası Anderiya inancı Aşuwa Krallığı içerisinde Dersimli Dımıli boylarının inançlarından biriydi. O zamanlar ki Aşuwa Krallığı içerisindeki Pitane’de yani bugünkü Çandarlı kıyısında Aterneus tepesi yakınlarında geçen Bakırçay ırmağına o zamanlar Kaikos ya da Astros deniliyordu. Bu sözcükler Kafkas orijinlidirler.

Kaikos suyunun üstünde yüzen taşlardan söz ediyor ünlü coğrafyacı Strabo. Bu taşlar Kaikos ırmağından yüzerek, Çandarlıya (Pitane’ye) su yüzünden gelirdi. Bu taşlar (ponza taşı) topuk taşıydı. Aşuwa Krallığı içerisindeki yöre halkları bu taşları toplar, gümüş parlatan işçilere satarlardı. Asur ve Babil’den Aşuwa Krallığı’na getirilen gümüşleri; Çandarlı’da (Pitane’de) atölyelerde gümüş işçileri bu taşlarla (ponza taşlarıyla) parlatılıp, şekiller vererek daha batıya ticari bir emtia olarak satarlardı.

O zamanlar, Pitane, (Çandarlı) Aterneus (Dikili), Pergamon (Bergama) arasında Theutehrania adında bir yer bulunmaktaydı. Burada Theutehras adında biri yaşıyordu. Burada yaşayanların tümü Aşuwa Krallığı’nın içerisindeki farklı etnik kökene sahip unsurlardı.

Bu unsurlar Kafkas orijinli Pelasglarla, Yukarı Mezopotamya orijinli Dersim Dımılileri, Luvi, Etrüsk ve Kissislerdi. Yöredeki bir söylenceyi – özetle- büyük tragedyacı Euripides şöyle anlatıyor:

Aleus, kızı Auke’nin, Herakles tarafından baştan çıkartıldığını anlayınca, çocuğu Telefos’u bir sandığa koyarak denize bırakır. Teutehras sandıktakileri kurtarır, anneyi eş, çocuğu üvey evlat alır, öz oğul olarak kabul eder… Bu bir efsanedir. Böyle de olsa o süreçte Aşuwa Krallığı halkları yaşıyorlardı buralarda.

Homeros ise efsaneyi özetle: “Bir kılıç vuruşuyla öldürülen Telefos’un oğlu kahraman Euryplos ne yiğit adamdı ve çevresinde bir sürü arkadaşı Keteileler, bir kadının armağanları uğruna kılıçtan geçirilmişti” biçiminde anlatmaktadır. Keteileliler kimdi tespitte zorluk var.

**

Not: Bu makale bir kaç bölümden oluşan uzun bir yazım. Buraya bu bölümü aldım. Metin içerisinde geçen Kaikos, Astros gibi ırmak adlarıyla; Adremittion, Pitane, Aterneus, Astrya, Theutehrani gibi yer adları ve Zenon, Polemon, Arkesilaos, Telefos, Hermies, Aristo, Anderiya, Hera, Kayme, Auke, Herakles, Aleus, Euripides gibi kişi adlarının hiçbiri batı dillerinden sözcükler değildir. Tümü Aşuwa (İşuwa) Krallığı içerisindeki Yukarı Mezopotamya (Dersim) ve Kafkas unsurlarının dillerinden isimlerdir.

**

Kaynakça:

*AKURGAL, Ekrem. Anadolu Uygarlıkları, İst.
*CHILDE, Gohordon: Kendini Yaratan İnsan, 1.Kitap
*GEORGİ, Kawllason. Heradot Tarihi. Kanat Kitapevi. Tan Matbaası. 1941.İst Çev. Ö.Rıza DOĞRUEL
*ERİŞ, Eyüp. Dikili’nin Milli Geçmişi. Dikili Belediyesi Kül., Yay.
*KAYAR, Korhan: Hintlilerde Tanrı. Kaynak Yayınları.
*KLENGEL, Horst: Hamurabi Yasaları ve Babil Günlüğü, Çev: Nesrin Oral, Telos Yay. İst.
*MORGON, Henriy. Eski Toplum. Payel yay. 1987 Çev. Ünsal Oksay. 1. Cilt
*STONE, Merlin. Tanrılar Kadınken. Çev. Payel Yay. Nilgün ŞARMAN
*SALTIK, Turabi, Proto Dersim Kültürü Üzerine Tezler. Sorun Yay. İst.
*THOMSON, George: Tarih Öncesi Ege I, Çev: Celal Üster, Payel Yay., Ist., 1995.
*THOMSON, George: Aiskhylos ve Atina, Çev: Mehmet Doğan, Payel Yay., Ist.,
*TIRPAN, Ahmet A. Prof. Dr., SÖĞÜ, Bilal. Doç. Dr. Lagina. Eylül 2005. Muğla.
*UHLING, Helmut: Avrupa’nın Anası Anadolu, Telos Yay., İst.

***

SALTIK; Turabi: Proto Dersim Kültürü Üzerine Tezler, Sorun Yayınları İstanbul