Patya, yaşamını İskenderiye de sürdürmüştü. O yüzyılda İskenderiye bilimin, kültürün, sanatın, çok dinli tapınak inançlarının, tek dinli (Semavi) inançlardan Yahudiliğin, Hıristiyanlığın önemli bir merkeziydi. İskenderiye; müzeleri, kütüphaneleri, entelektüel düzeyi yüksek hatipleri, matematikçileri, tıp okulları, haham okulları, tapınakları, kiliseleriyle iç içe yaşam sürdürüyordu.
Patya, böylesine dünyanın en önde gelen ve dünya hayranlığını yaşayan önemli bir kent olan İskenderiye’de; ünlü bir matematikçi, gök bilimci olan Theon adlı bir filozofun kızıydı. Bilgileri; 4. yüzyılda kızı Patya’ya o öğretmişti. Theon, bir bilim insanıydı, kızı Patya’yı yetiştirmişti. Patya hem babasından hem de dönemin bütün kaynaklarını okuyarak, yazılanları incelemiş kendini yetiştirmişti. Geleneğin içinde yer almıştı.
Patya’nın, İskenderiye’den, Mısır’dan, Anadolu’dan (İzmit’te) öğrencileri vardı. Patya öğrencileri üzerinde babasından öğrendikleriyle etki yaratıyordu. Patya, kısa sürede verdiği derslerle, güzelliğiyle, tanındı. İskenderiye’nin İmparatorluk memurlarıyla, önde gelen soylu aileleriyle tanışmış, verdiği matematik, gökbilim, cebir ve felsefe dersleriyle ünlenmişti. İskenderiye şehrinin en önde gelen ünlü kadın filozoflardan biri olmuştu.
O yüzyıllarda ve daha öncelerinde; Sybil, Sappho, Theano, Asya gibi pek çok kadın filozoflar vardı. Fakat Patya, İskenderiye’nin en ünlü kadın filozoflarındandı. Patya’nın, M.S. 370’te doğduğu kabul edilmektedir.
Patya, M.Ö. 3 yüzyılda yaşamış Pergeli ünlü filozof Apollonius ile M.S. 3. yüzyılda yaşamış Diophantus adlı gökbilimcilerin çalışmalarını da öğrenmiş, hem babası Theon’dan öğrendiklerini hem de bu ünlü filozoflardan öğrendiklerini, öğrencilerine, açık alanda derslerinde öğretmiştir.
İskenderiyeli filozoflar, matematikçi Theon’dan övgülerle söz etseler de yine de kızı Patya’dan babasından daha çok övgüyle söz ederler.
Patya, babası Theon’un yazdığı, Ptolemius’a ait Almagest adlı eseri yeniden yorumlamıştır. Bu eserin gözden geçirilmesini Patya yapmıştır. Bu bakımdan Patyan’nın babası, matematikçi Theon’dan söz edilirken Patya, her zaman babasından daha ileride bir filozof olarak kabul edilmiştir.
Patya, Apollonius ve Diophantus geometrisi üzerine de çalışmalar yapmış, İskenderiye’de halka açık alanlarda, öğrencilerine dersler vermiştir. Patya ile ilgili yazılanlar üzerine bakıldığında, Gibbon ve Socrates çalışmalarından da çok yararlanmıştır. Öğrencilerine Homeros ve Platon üzerine de dersler vermiştir.
Patya, öğrencileriyle ve felsefe sorunlarıyla ilgilenir, matematik alanında, o güne kadar gelmiş çeşitli tapınak inançları ve dinlere dair, M.S. 385’teki ilgili kaynakları; gökbilimini, öğrencilerine öğretir.
İskenderiye’de Hıristiyan kilisesi Başrahibi Theopilus, İskenderiye’de ki çoktanrıcı inançlara ve Yahudi inançlarına karşı, kışkırtmalar yaparak, seferberlik ilan etmiş, kendisi gibi düşünmeyenlere savaş açmıştır.
Başrahip Theopilus, kendi inançlarından farklı olanları İmparatorluk askeri personelinin desteğiyle eziyor onları, baskı altında tutuyordu. Çoktanrılı inançlıların, tapınak alanlarını yıkıyordu.
Başrahip Theopilus, İmparator Theodosius tarafından da 391’de yayınlanan fermanla; Hıristiyanlık dışındaki tüm çoktanrılı inançlıların ve Yahudilerin, ateistlerin ibadetlerini şehirde yasaklamıştı.
Tapınak alanlarına, kutsal inanç mekânlarına saldırılar düzenleme, yıkma emirleri yayınlayan İmparatordan da destek alan Başrahip Theopilus, askeri görevlilerle, çoktanrılı inançlıların direnişlerini bastırmış, tapınaklarını yıkmış, yakmıştır.
Serapis tapınağının görkemli heykellerini, baltalarla, darbelerle parçalamış, Kutsal eşyalarını ele geçirmiştir. Çoktanrılı inançlılar o zamanlar İskenderiyeli bilginlerce, filozoflarca Başrahip Theopilus’a karşı durmuşlardı. Patya, karşı duranların başındaydı.