İnkaların Mujonomiento Geleneği “Kutsalın Sınırlarını Koşmak”

Kadim İnka topraklarında, yani günümüz Peru, Bolivya ve komşu ülkeleri içine alan topraklarda, geçmişin kültürel izleri hala yaşamaktadır. İspanyol işgali boyunca maruz kalınan sömürü, salgın hastalıklar, katliamlar ve kültürel kırıma rağmen, eski halkların kültürleri bir şekilde yaşamaya devam etmiştir. Bazı kültürel unsurlar, hala eski inançlarını korumaya çalışan küçük yerli grupları arasında yaşarken, bazıları da Hristiyanlığın içine sirayet ederek kendisini yaşatmaktadır. Tabii tüm kültürel unsurlar korunamadı, kaybolan yerel diller ve lehçeler, inançsal ve kültürel bir takım gelenekler ve pratikler ne yazık ki yitip gitti; gün geçtikçe de yitirilenler kervanı uzayıp gitmekte. Bu kısa makalede antropolog Wade Davis’in aktarımıyla birlikte, günümüze sirayet eden kadim İnka geleneklerinden birisini ele alacağız.

Öncesinde İnkaların ve dolayısıyla eski Güney Amerika halklarının inançlarından genel hatlarıyla bahsetmekte yarar var. Söz konusu halklar, animizm temelli, merkezinde doğa ve doğa unsurlarının yer aldığı bir takım inançsal değerlere ve pratiklere sahipti. Gelişmiş bir kozmoloji-kozmogoni (evren tasavvuru), eskatoloji (yaşamın-evrenin sonu tasavvuru)  ve mitolojiye sahiptiler. Herbiri birer doğa unsuru dağ, göl, nehir, orman vb. gibi unsurlarla ilişkilendirilmiş tanrılar panteonu, ruhani varlıklar ve mitolojik öğeler, Güney Amerika ve Orta Amerika halklarının inancının ana omurgasını oluşturur. Zengin bir mitolojik anlatıya sahiptirler. Din insanları ki bunlara anlaşılması açısından rahip/şaman da diyebiliriz, inancın ana yürütücüleri ve taşıyıcıları olarak görülür. Çeşitli kurban pratikleri ve toplu ritüeller de bu inançların içerisinde önemli yer tutar. Bu konuyla ilgili daha detaylı okumalar için Lewis Spence’in “Aztek Mitolojisi”, “Maya Mitolojisi”, Gary Urton’ın  “İnka Mitleri” ve Wade Davis’in “Yol Bilenler” kitaplarına bakılabilir.

Konumuza dönecek olursak; günümüz Peru’sunda bulunan, İnka medeniyetinin kadim kenti Chinchero, Puray gölü yakınlarında bir vadide bulunur ve geçmişte Machu Picchu gibi güçlü bir İnka kentiydi. Görkemli kalıntıları hala ayaktadır. Bu kentte her sene yağmur mevsiminde bütük bir kültürel olay gerçekleşir. Bu geleneğe “Mujonomiento” denilmektedir. Söz konusu geleneğe göre kutsal mekanlar koşularak katedilir. Köylüler seçtikleri en hızlı koşucularını bir günlüğüne kadın kıyafetleriyle giydirip, süslendirip bir paye verirler; bu payeye “Waylaka” denmektedir.  Genelde kardeşlerinin ya da annalerinin kıyafetlerini  giyen Waylakalar, ellerinde inançsal bir değer de taşıyan beyaz bayraklarla, koşucuların en önünde olmalıdırlar. koşunun güzargahı yaklaşık 30 km’dir ve And Dağları’nın sarp tepelerinden geçmektedir. Koşu takribi 3500 rakımlı köy meydanından koşuya başlarlar ve eski kalıntıların  içerisinden geçerek bir aşağıya bir yukarıya dağlık arazi boyunca koşarlar. Tepeler, nehirler ve vadiler dolanan bu koşu aynı zamanda bir hac ibadetidir, kutsal noktalarda durulur ve dualar edilir; yeryüzüne koka yaprakları, rüzgara ise alkol saçılır. Waylakalar bir takım ritmik ritüellerle dans ederler. Buradaki pratiklerle aşağıda yaşayan kadınların enerjisi ve “dişil özü” zirvelere ve kutsal mekanlara taşınmış olur. Yapılan her hareket ve ritüel, koşucuların yeryüzüne sahip çıkması anlamını taşır. Esas metafor temelde budur.

Birey güne “şahıs” olarak başklar, kendini aşma/tüketme ve tanrısal varlıklara adak sunma aracılığıyla, bir halkın, ritüelsel adanma sayesinde aidiyet hissini açığa çıkaran ve “kutsal coğrafya’da” kendisine güçlü bir yer edinmiş bir toplumun ritmiyle kaynaşır.  Bahsi geçen hac seyahati, yani kutsal coğrafyayı katederek kutsalın himayesi altına girmek, eski çağlardan beri And Dağları’nda hayatın önemli bir parçası olmuştur. İnka din insanları 6500 metrelere çıkarak bir takım ritüeller gerçekleştirmişlerdir. Avrupalı işgalciler bu rakımlara ancak 400 sene sonra ulaşacaklardır. Avrupalıların işgali sonrası da bu hac yolcukları sürmüş, zamanla Hristiyanlığın bölgeye tesiriyle yeni boyutlar almıştır. Fakat ana hatlarıyla yeryüzüne ve mistik varlıklara dair kadim inanışlara bağlı kalınmıştır. “Mujonomiento” geleneği, And Dağları boyunca görülen hac uygulamarına dönük temanın benzerini taşır. Günümüzde hala süren bu etkinliklere onbinlerce yerli katılmaktadır.

Kaynaklar

Wade DAVIS, “Yol Bilenler”

Gary URTON,  “İnka Mitleri”