Kutsal Hasan Çoğal yazdı
Simon Ter – Petrosyan, nam-ı diğer ve herkesin bileceği ismiyle KAMO’nun kaleme aldığı “Yoldaşım ve Öğretmenim Stalin” Maksim Gorki’nin “devrimci tekniklere aşina olmayan gençlerin yararına olacağı” inancı üzerine KAMO’yu anılarını yazmaya ikna etmeye çalışmasından ortaya çıkmış bir kitap.
Ayrıca KAMO, kendisinde kitap yazabilecek kabiliyet görmediği için başlarda ayak dirediği bu fikri, kendisine devrimci bir görev addederek yazma kararı aldığını da belirtiyor.
Kitabın önsözünde belirttiği haliyle KAMO, kitabı yazmaya başladıktan kısa bir süre sonra yazmayı bırakıyor. Nedenini ise yine önsözde tembellikten değil kitapta ufak bir değişiklik yapmak için diye belirtiyor. Kendisini bu değişikliğe sevk eden nedenin, kendisini devrime çeken, büyük yoldaşım dediği Josef Stalin’i anlatması gerektiği düşüncesi olmuş.
Kendi tabiriyle bu kitapla bir taşla iki kuş vurmayı hedefliyor KAMO. Birinci olarak doğum günü yaklaşan Stalin’e doğum günü hediyesi vermek, ikinci olarak ise insanlara Stalin’in devrim için neler yaptığını anlatmak.
Çoğunlukla Tiflis’te geçen, işçiler için Bolşevik çalışmanın inşaasının ve bu çalışmanın kök vermesinin anlatılması olarak okuyoruz kitabı. Bu çalışmaların sevk ve idaresini, “kaptanlık” görevini yapan Stalin’in devrimci kişiliği, mücadeleye kattıkları, karar alma süreçlerindeki tutumu vb. etrafında dönüyor.
Kitapta Stalin’in KAMO’ya söylediği “Çocuk olan Ter – Petrosyan’dan, gözlerimin önünde devrimci militan KAMO’ya dönüştün” mealindeki sözü bir bakıma KAMO’nun da biyografisi niteliği taşıyan bir kitap olduğunun göstergesi sayılabilir. Yani Maksim Gorki’nin anılarını anlatmalısın sözü yerde kalmamış oluyor bir bakıma.
Bolca kamulaştırma, Menşeviklerle girilen çetin mücadele, 1905 ayaklanması, hazırlanması, bastırılması, sonrası… polis takipleri, rakiplere karşı geliştirilen yöntemler, geliştiren yöntemlere karşı polis tarafından geliştirilen yöntemler…
KAMO kitapta devrimin yapıcısı “isimsiz kahramanlardan” da bolca bahsediyor, isimlerini geçiriyor. Stalin’in öncülüğünde, sevk ve idaresinde, her yaştan Bolşeviğin yetenekleriyle ve zekâlarıyla harçladıkları sonsuz fedakarlıklarının hiçbirinin hakkını yemeden teslim ediyor ve anlatılması gerektiği gibi aktarıyor.
KAMO’nun aktarımlarındaki en dikkat çekici noktalardan biri –en azından bana göre– başta kamulaştırma olmak üzere, yapılan her Bolşevik hamleden sonra polisin öğrenerek ve kendini geliştirerek çıkması durumuna karşı Bolşeviklerin hep “el yükselterek” devam etmesi oluyor. Yorumuma göre, belki de standartlarını “koruyarak” hareket etseler çökertilecekler, devrimi öremeyeceklerdi.
Kitabın bitiminde ise, “Sonsöz” bölümünde KAMO iki seslenişte bulunuyor. İlki “tüm devrimci yoldaşlarıma tavsiyem, oturup kendi tanıklıklarını yazmalarıdır. Bu sayede gelecek kuşakların büyük bir ilgiyle okuyacakları bir devrim tarihi külliyatı yaratılmış olur.” İkincisi ise “Bu kitap, asıl olarak otokrasi altında yaşamamış ve devrime tanıklık etmemiş olan sizler için yazıldı. Bizden sonra gelenler şunu bilmelisiniz ki; biz Bolşevik devrimciler olarak hepimiz sıradan insanlarız, hiçbirimiz gökten inen kahramanlar değiliz. Bizi diğerlerinden ayıran tek şey; hayatımızın belirleyici bir anında kendi bireysel mutluluğumuz için değil bütün ezilenlerin mutluluğu için mücadele etmeye karar verdik. Biz en sıradan insanlarız ancak kendimiz için değil başkaları için yaşıyoruz. Bizim gücümüz de farkımız da burada yatıyor”
Kitap Künyesi:
Kitabın Adı: Yoldaşım ve Öğretmenim Stalin
Yazarı: Simon Arshaki Ter – Petrosian KAMO
Yayınevi: Ceylan Yayınları
Çeviri: Fırat Sözleri
Basım Yılı: Mart 2021