1888 Dersim Sancağı’nın oluşturulması, Müşir Zeki Paşa ve Şakir Paşa’nın Dersim Raporları

Dersim, 1860 lardan başlayarak pek cok defa Osmanli saldırılarına karşı direnisler geliştirdi. Osmanlı Dersim’de ki bu direnişleri bastırsın diye pek çok Paşa görevlendirdi. Onlar, en acımazsız yöntemlerle halka saldırdılar. Her saldırı askeri başarısızlıkla sonuçlandı. Osmanlı, bu saldırılarını başlatırken 1860-1877’de Dersim Hozat ve Mazgirt’e birer kışla yaptı. Dersim’e mahalli Beyler dışında yerel yöneticiler de atadı. Bu yöneticiler Dersimlilere saldırılar başlattı. Dersimliler saldırılara direndiler, Osmanlının Hozat ve Mazgirt’e yaptığı kışlaları yıktılar. Osmanlı, o tarihlerden başlayarak Dersim’de pek çok Paşa görevlendirdi. Bunlar:
1890 Ali Şefik Paşa
1893 Müşir Zeki Paşa
1905-1907 Neşet Paşa
1908 Şakir Paşa
1911-1914 Ali Ihsan Paşa.
1893’te Dersim’e gönderilen Osmanlı Paşası Müşir Zeki Paşa, Dersimlilere saldırılar başlattı. O yıllarda bir yandan da Müşir Zeki Paşa, pek çok Dersimli aşiretlerin çocuklarını, Istanbul da açılan Asiret Mekteplerine göndermek için bölgede ikna yöntemleriyle aşiret çocuklarını bu okullara gönderdi. Asıl amaç, bu okullarda okutulmak istenilen çocukları, güya “taltif ederek”, Osmanlı’ya bağlamaktı. Bunda da yer yer başarılı oldu.
Müşir Zeki Paşa, Dersim için bir Rapor hazırladı. Raporunda:
“Bölgenin coğrafi durumunun merkezi otoritenin tesisine engel olduğu, bölgede okullar açılması, güçlü bir askeri teskilat kurulması ve aşiretler arasında birliğin önlenmesi”ni istemektedir. (Ibrahim Yilmazçelik, Dersim Sancağı, s.26. Cağ Ofset, Ekim 1999 Elazığ.)
Yine 1893 te Dersim de görev yapan Müşir Zeki Paşa bir Raporunda: ” Kürdistan Şafii olmakla birlikte merkezi hükümete bağlıdır, fakat Dersimliler Alevi olduğundan bunların bağlılığına pek güven memek gerekir.” ( Tunceli/ Dersm’in Osmanlı Hakimiyetine Girişi ve Osmanlının XVI. Asırdan Itibaren Sınırları Icindeki Kizilbaşlara Karşı Tutumu ve Bunun Dersim’e Etkisi s. 97. Kibar Taş. Türk Kültürü ve Haci Bektaş Veli Araştırma Dergisi. 2015.)
Görüldüğü gibi daha o zamanlardan baslayarak hazırlanan bu raporlarla Dersimlilerin bir araya gelmesi çeşitli yöntemlerle engelenmek isteniliyordu. Birlik olmayan aşiretler, Osmali icin kolay bir lokma oluyordu. Dersim’e her saldırısında başarılı olamayan Osmanlı, Dersim’e daha güçlü bir orduyla saldırmak icin güçlü askeri teşkilat kurulmasını rapor ediyordu. Ayrıca okul açılmasıyla da Dersimliler asimile edilmek dilleri, inançları, kültürleriyle, köklerine yabancilastirilmak, asimle edilemek isteniliyordu. Bu raporlar ışığında Dersim 38 e adım adım, planlı programli ulaşıldı.
Osmanlı 1908 Meşrutiyet’in ilan edildiği sırada da yani 1908’de de Desim’e saldırdı. Saldırılar karşısında Dersimliler ayaklandı. O dönem Dersim’de görev yapan Osmanlı Paşası Şakir Paşa, Dersim üzerine bir Rapor yayınlanmıştı. Sakir Paşa bu raporlarinda aseri operasyonlar istemisti. Temelinde Dersimde ki ayaklanmaları yoksulluk, fakirlik nedeniyle olduğunu görürken yine de askri operasyonları savunmuştu. 1908 Şakir Paşa’nın Dersim Raporundan kısa bir bölüm:
“Dersim’in öteden beri haydutluk yaptığı, buna karşılık askeri haraketlerle fazla başarılı olunmadığı, aşiret reislerinin öldürülmesi… veya sürülmesi ile meselenin çözülemeyeceği, zira her seferinde yeni ağaların türediği, bölgedeki eşkıyanın asıl sebebinin fakirlik olduğu ve bölgede mutlaka kanunların hakim kılınması…” (Naşit Uluğ.. Akt. Ibrahim Yilmazçelik. Dersim Sancağı s. 27 Cağ Ofset 1999 Elazığ. )
1914’lerde ise Dersim’de bazi ayaklanmalar olmuştu. Daha 1888 de yönetim şekli olarak oluşturulan Dersim Sancağı merkezi Hozat’taydı. 1914’e kadar Dersim Sancak merkezi Hozat’ta kaldı. Hozat Merkezdeki Dersim Sancağı’na bağlı olarak idari şekiller Kazalar oluşturuldu. Bunlar: “Çemişgezek, Çarsancak, Mazgirt, Pertek, Kuzucan (Pülümür), Ovacık, Pah, Kızılkilise (Nazmiye) Kazaları oluşturuldu. Buralar Dersim Merkezi Hozat Sancağı’na bağlandı.” (Fethi Ülkü, Yeni Fırat Dergisi, 1964. Sayı; 22, s.18. Akt. Ibrahim Yılmazçelik, XIX yüzyıl Sonlarında Bugünkü Tunceli’nin Durumu.1964 Elazığ.)
Osmanlı asırlarca Iç Dersim’e giremedi. Desimlilerin son yıllara kadar Osmanlıyla ve Türklerle ilişkisi olmadı. 1911’de Dersim’e seyahat eden Ingiliz Yüzbaşı L.M. Seel, yazılarında bu durumu şöyle açıklamaktadır: “Son yıllara kadar Dersimliller Türklerle pek ilişkide bulunmamışlardır. Kızılbaşların dinlerine verdikleri isim (Yol Uşağı) ek olarak aşiretlerine verdikleri isimlerin tam bir Türk ismi olduğunu açıklamak oldukca güçtür. Bu şekilde Bal Uşağı, Aslan Uşağı, Topuzlu, Arelli gibi isimler görürüz.” (Age, s.96. Kibar Taş.)
Dersim merkezi Hozat’ta Belediye Başkanlığı oluşunca, Belediye Başkanı Feratanlılardandı. Belediye Başkanı’nın yeğeni Feratanlıların önde gelenlerden biriydi. Hozat’ta öldürüldü. Öldürenin yakalanmasi için Osmanlı bu bahane ile harakete geçti. Halka saldırılar başlattı. Saldırılar üzerine Hozat aşiretleri bir araya geldi, baskılara karşı koydular. Bu sıralar yani 1913-1914 yılları artık 1. Dünya Savaşın da başladığı ve 1914-15 Ermeni saldirlar ve katliamlarinin olduğu dönemdi.