İliç’te işçiler yığın altındayken, dünya madencileri altın konferansı için Türkiye’de

İliç'teki altın madeninde işçiler henüz yığının altından çıkarılamamışken dünyanın altın madencileri Ankara'da altın madenciliğini aklamak için bir araya geliyor. Yurttaşlar ise tepki göstermek için TBMM'ye gidiyor.

Erzincan, İliç‘te 13 Şubat’ta gerçekleşen yığın liç kaymasının ardından aylar geçmesine rağmen ve yığının altında hala işçilerin bedenleri aranırken, dünyanın ve Türkiye‘nin “altın devleri”  yarın (16 Mayıs) Türkiyede toplanıyor.

Anagold Madencilik‘in Çöpler Altın Madeni’nde yapılan vahşi altın madenciliğinde yaşanan facianın altından henüz kalkamamış Türkiye’de gerçekleşen bu konferans tepki uyandırdı.

Konferans, Altın Madenciliği Derneği ve Dünya Altın Konseyi (World Gold Council) tarafından 16 Mayıs’ta Ankara Sheraton Otel ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

Yurttaşlar konferansa tepki göstermek için TBMM yolunda

İklim Adaleti Koalisyonu da söz konusu altın madenciliği konferansına tepki olarak TBMM’ye doğru yola çıkıyor.

Konferansı protesto etmek için yurttaşlar, konferansın yapılacağı 16 Mayıs’ta Kuğulu Park’ta 8.30’da bir araya gelecek. Saat 11.00’da ise TBMM önünde buluşma gerçekleştirilecek.

Eylem için Kadıköy Evlendirme Dairesi’nden yarın (15 Mayıs) saat 23.00’da otobüs kaldırılacak.

Altın madenciliğinin ödettiği bedeller

Altın madenciliği, yeryüzüne ve canlılara çeşitli yollarla zarar verebiliyor. Bu zararlar çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlarda kendini gösteriyor.

Bunlardan bazılarına kısaca göz atmamız gerekirse;

Su kirliliği: Altın madenciliği sırasında kullanılan siyanür, civa gibi kimyasallar, su kaynaklarının kirlenmesine neden oluyor. Bu kimyasallar, su yollarına sızarak sucul yaşamı tehdit eder ve içme suyu kaynaklarını kirleterek canlı sağlığı için risk oluşturuyor. Ayrıca, madencilik faaliyetleri sırasında açığa çıkan ağır metaller de çevre ve insan sağlığı üzerinde uzun vadeli etkilere sahip.

Toprak erozyonu ve habitat kaybı: Yer üstü madenciliği, büyük arazi parçalarının yok olmasına neden oluyor. Bu durum, yerel flora ve faunanın yaşam alanlarını yok ediyor ve biyolojik çeşitliliği azaltıyor.

Hava kirliliği: Madencilik faaliyetleri sırasında toz ve diğer kirleticiler atmosfere salınıyor ve bu da hava kalitesini düşürerek solunum yolu hastalıklarına yol açıyor.

İklim krizine etkisi: Altın madenleri bir yıl içerisinde, Avrupa ülkeleri arasındaki tüm yolcu uçuşlarının toplamından daha fazla sera gazı salıyor. Bu da küresel ısınmayı önemli ölçüde artıran faktörlerden biri.

Bölge halkı üzerindeki etki: Altın madenciliği genellikle yerel toplulukların yaşam alanlarına ve tarım arazilerine zarar veriyor. Bu durum, toplulukların yerinden edilmesine ve geleneksel yaşam tarzlarının bozulmasına yol açıyor. Altın madenciliği aynı zamanda özellikle çocuklarda zayıflatıcı hastalıklara neden olabilen kronik civa zehirlenmesine neden olan yıllık küresel cıva emisyonlarının yüzde 38’ini oluşturuyor.

Çalışma koşulları: Madencilik sektörü genellikle düşük ücretler, uzun çalışma saatleri ve yetersiz iş güvenliği önlemleri ile, iş kazaları ile tanınan bir sektör. Dünyanın dört bir yanında gerek artizan (küçük ölçekli) madencilik, gerekse endüstriyel madencilik faaliyetleri olsun, işçi sağlığı ve güvenliği konusunda altın madenciliğinin geçmişi hiç de parlak değil.

‣ İliç’teki altın madeninde kayan siyanürlü yığının iki kattan fazla artması istenmişti
‣ Altın madenciliğinde kapasite artırımı: Fatsa’nın geleceği kararmasın!
‣ Erzincan İliç’teki zehir saçan Çöpler altın madeninde ikinci bilirkişi keşfi

Yeşil aklama ve altın madenciliği konferansı

Şaşırtıcı bir şekilde konferansta ele alınacak konular arasında iklim değişikliği, biyoçeşitlilik ve sürdürülebilirlik gibi başlıklar da yer alıyor. Bu konuların altın madenciliği çatısı altında ele alınması ise yeşil aklamayı (greenwashing) akıllara getiriyor.

Yeşil aklama şirketlerin, kurumların ve kişilerin iklim krizine ve ekokırımlara  karşı eyleme geçmektense iklim krizinin ve doğaya/yaşama verilen olumsuz etkilerini artırır yönde hareket etmesi ve örneğin karbon salımına destek olması gibi eylemlerine rağmen kendisini günahsız yani “yeşil” göstermesi anlamına geliyor.

İklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve biyoçeşitlilik konuları üzerinden altın parlatılırken…

Konferans’ta yapılacak sunumların başlıkları arasında iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi konular da var. Konferans aracılığıyla altının parlatılacağı sunumlar ise şöyle:

  • Altının Geleceği – David Tait (Dünya Altın Konseyi CEO’su)
  • Altın Piyasasına Bakış – John Reade (Dünya Altın Konseyi Baş Piyasa Stratejisti)
  • Altın Madenciliği: Sürdürülebilirlik ve ESG – John Mulligan (Dünya Altın Konseyi Piyasa Gerçekleri ve iklim Değişikliği Lideri)
  • Yığın Liçi: Tasarımı Uygulaması Denetimi – Jale Sakiyan Ateş (Tüprag Metal Madencilik Çevre ve Sürdürülebilirlik Grup Müdürü)
  • Biyoçeşitlilik Uygulamaları: İvrindi ve Lapseki Altın Madenleri – Bilge Küçükaytan (Tümad Madencilik Entegre Yönetim Sistemleri ve Sürdürülebilirlik Müdürü)
  • Altın ve iklim Değişikliği – John Mulligan (Dünya Altın Konseyi Piyasa Gerçekleri ve iklim Değişikliği Lideri)
  • Altın Madenciliğinde Su Yönetimi – Ömer Kahraman (Tüprag Metal Madencilik Çevre ve Sürdürülebilirlik Uzmanı)
  • Öksüt Altın Madeni’nde Uluslararası Siyanür Kodu Yönetimi – Pelin Usta Özkahyan (ESG Direktörü, Öksüt Madencilik)
  • Panel: Türkiye’de Altın Sektörü’nün Katma Değer Yaratmadaki Önemi (Moderatör: Kurtuluş Taşkale Diamondopoulos – WGC Merkez Bankaları ve Kamu Politikaları Direktör, Yiğit Korkmaz Yaşar – Hazine ve Maliye Bakanlığı Borç Yönetimi Genel Müdürü, Güzhan Gülay – Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı, Ayşen Esen – CEO İstanbul Altın Rafinerisi)

Kaynak