Erdoğan’ın cemevlerine ve Hacı Bektaş ziyaretine yönelik tartışmalar sürüyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Muharrem orucunun son gününde Hüseyin Gazi Cemevi’nde iftar programına katılması ve hemen arkasından Nevşehir’de Hacı Bektaş Veli’yi anma törenlerine katılması, “yaklaşan seçim öncesi Aleviler üzerinde etki mi yaratmaya çalışıyor?” sorularını gündeme getirdi. Bu girişimlerin yapılması için iktidarın 20 yıldır zamanı olduğunu ancak şimdi gündeme gelmesine ilişkin konuşan Alevi Vakıfları Federasyonu Genel Başkanı Haydar Baki Doğan, “AİHM kararlarının tanınması ile hakkımızın verilmesi dışında hiçbir açılıma sıcak bakmayız” dedi.
“Cemevlerini Kullanıyorlar”
BirGün’e konuşan Doğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun danışmanı olan Arif Ali Özeybek’in Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde “Alevi-Bektaşi ve Cemevi Daire Başkanlığı” gibi bir birim oluşturulup cemevlerinin oraya bağlanması planlandığını yazdığını anımsatarak “Cemevlerinin, dedelerin maaşa bağlanacağı, elektrik-su paralarının ödeneceği ve cemevlerine ayrıca personel yardımı yapılacağını yazmış. Bizim açıklamamızın ardından bu açıklamanın yapılması dikkat çekici. Bizler bütün Alevi kurumları olarak, aramızdaki bütün farklılıklara rağmen bir bütün olduğumuzu ve hiç kimsenin bizim üzerimize oynayıp, bizleri bölmeye çalışmaması gerektiğini söylemiştik. Bu duruş şimdiye kadar hiç gerçekleşmeyen bir duruştu. Bir bütün olarak hareket ediyoruz” dedi.
Alevi dedeleri üzerinden cemevlerinin kullanılmaya çalışıldığını söyleyen Doğan, “Şu anda İçişleri Bakanlığı, bütün Alevi vakıf ve kurumlarını hepsini bertaraf edip, direkt kendileri cemevleri ile görüşmeye çalışıyor. Yani hiçbir kurumu tanımıyorlar. Kendileri Aleviler üzerinde bir güç kazanmak istiyor” diye konuştu.
“Yanlışa Düşmemelerini Söyleyeceğiz”
“Artık sıkışmış durumdalar. AİHM kararını da 6 seneden bu yana bekletiyorlar. Bekletirken bile bir Anayasa suçu işliyorlar. Biz hakkımızı istiyoruz. İbadethane olduktan sonra zaten elektrik parası ödemeyeceğiz. Zaten cemevi dedeleri kamu hizmetlisi olarak sayılmak zorunda. Alevilerin bu ülkenin nüfusunun yüzde 25’ini oluşturduğunu kabul edersek 200 bin Diyanet personeline karşılık 50 bin personelle temsil edilmemiz gerkmektedir. 100 personelle bin personelle bizi mi kandıracaklar? Şimdiye kadar gitmediğimiz bütün cemevlerine gidip dedelerin böyle bir yanlışa düşmemelerini söyleyeceğiz.”