Dersim Kadın Platformunun çağrısı ile Saat 17.00’de Sanat Sokağı’nda yüzlerce kadın “Hayatlarımızı enkaza çeviren bu düzeni örgütlenerek değiştireceğiz” şiarıyla bir araya geldi. Sanat Sokağı’nda bir araya gelen kadınlar sloganlar eşliğinde Seyit Rıza Meydanı’na yürüyüş düzenledi. Yürüyüş boyunca “Hükümet istifa, jin Jiyan Azadi, Gülistan Doku Nerede, Susmuyoruz Korkmuyoruz Helal Etmiyoruz, Deprem değil rant öldürdü “sloganları ve zılgıtlar yürüyen Kadınlar depremde yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulundular.
Saygı duruşunun ardından Dersim Kadın Platformu adına Dersim Eğitim-Sen Şube Sekreteri Raife Yılmaz basın metnini okudu. Yılmaz, “Bundan 160 yıl önce bir 8 Mart günü New York’da tekstil işçisi kadınlar insanca yaşama ve çalışma koşulları için bir eşitlik mücadelesi başlattılar. Çoğu kadın 129 kişi, bu haklı taleplerinin bedelini, atölyelerde çıkarılan yangınlarda canı ile ödedi. Bundan elli üç yıl sonra kadının insan hakları için savaş veren bir başka kadın, Clara Zetkin 8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önererek kadınların mücadelesini tarihin sayfalarına yazdırdı. Bugün Dünya kadınları hayatı ve dünyayı kadınlardan yana değiştirmek için örgütlenmek için alanı dolduruyorlar ve en güçlü sesleri ile “Vardım, varım, var olacağım” diye haykırıyorlar. Eşitlik, adalet, özgürlük, emek, barış ve dayanışma için seslerini birleştirdiler. Bu uğurda mücadele vermiş kadınlardan devraldıkları bayrağı yine bugün de dalgalandırıyorlar” dedi.
Sık sık slogan ve zılgıtlar eşliğinde konuşmasına devam eden Yılmaz, “Bu 8 Mart’ı hüzünle karşıladık, bugün acımız derin, içimiz buruk, yasımız öfkemiz dinç ve büyük çünkü 6 Şubat tarihinde, önce Pazarcık daha sonra ise Elbistan merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremler 11 kentimizde, Rojava ve Suriye’de büyük yıkıma yol açtı. Resmi rakamlara göre 45.000 in üzerinde insanımızı kaybettik. Suriye ve Rojava da 7 bine yakın insan hayatını kaybetti. On binlerce insanımız yaralı ve milyonlarca insanımız göç etmek zorunda kaldı. Bu depremlerde etiketlenen 10 il de insanlarımız açıkça rant uğruna, imar afları uğruna göz göre göre katledildi. Bu bir ihmal, bir sorumsuzluktan öte cinayettir” ifadelerini kullandı.
Deprem değil rant öldürür!
Yılmaz, açıklamanın devamında, “Yıllarca bizlerden toplanan ve deprem için kullanılması gereken deprem vergileri ile ne yapıldığı belli değil “Deprem vergileri nerede?” sorusuna “Yola, köprülere harcandı” “Deprem vergileri depreme harcanmak zorunda değil” şeklinde yanıt veren Hükümet yetkililerinin cevapları bugüne gelen yolların taşlarının nasıl döşendiğinin itirafı niteliğindedir. Toplanan 83 Milyar 621 Milyon 940 Liralık bütçe ile Türkiye genelinde depreme dayanıklı 800 Bin konutun üretilebileceği gerçeği yapılan araştırmalara göre açıkça ortadayken; Deprem dirençli kentler yapmak için ayrılması gereken bütçe, sermaye güçleri için bir kaynak görevi görmüş ve halk hükümetin tercihi ile yıkıma mahkûm edildi” diye belirtti.
Kadınlar hep bir ağızdan “hükümet istifa” dedi
Son yıllarda pek çok şaibeli iş ile alına Kızılay, halk soğukta çadır beklerken çadırları halkın bağışlarıyla çalışan bir derneğe sattığını söyleyen Yılmaz, devamında şunları ifade etti;
AFAD depolarında tonlarca temel ihtiyaç malzemesi bekletilirken depremden etkilenen insanlarımız soğukta aç, susuz bekletildi hala çadır ve su gibi temel ihtiyaçların giderilmediğini biliyoruz. Afet bölgesi ilan ederek, yaraları sarması gereken devlet OHAL ilan ederek her zamanki gibi güvenlikçi politikaları ile sorunu çözmeye çalışmıştır eylem ve etkinlikleri yasaklamaya başlamıştır. Gençlerin muhalefetinden korkan tek adam yönetimi KYK yurtları kullanılacak bahanesi ile yüz yüze eğitime ara vermiştir. AKP ve MHP’nin Cumhur ittifakı adeta ülkeyi, halkın, emekçilerin, kadınların çıkarları için değil kendisinin ve etrafında palazlanan dar bir grubun çıkarları için yönettiğini açık bir şekilde gösterdi.
Kadınlar 8 Mart vesilesiyle taleplerini açıkladı
Bizler 8 mart vesilesiyle meydanları doldurduğumuz bu günde taleplerimizi daha yüksek sesle haykırıyoruz;
-Temel yaşamsal ihtiyaçlarla ilgili gerekli adımlar acilen atılmalıdır.
-Kadınlara özgü hastalıkların engellenebilmesi için duş, tuvalet ve her türlü hijyen imkanı ivedilikle sağlanmalıdır.
-Kadınların güvenliğini sağlayacak hukuki ve idari tedbirler içil acil eylem planı oluşturulmalıdır.
-Deprem sebebiyle ailelerini kaybeden çocuklar devletin sosyal hizmet imkanları kullanılarak güvenli ortamlarda, gelecekleri garanti altına alınacak şekilde korunmalı, psiko-sosyal destek sağlanmalıdır.
– Kadınlara yönelik her türlü ayrımcı uygulamaya son verilmelidir.
Açıklamada son olarak şunlara yer verild;
“Deprem yardımları erkeklerin hesabına yattı. Aile konutu tahsis edilen ve boşanma sürecinde olan kadınlar için yoksulluk derinleşti. -Televizyon yayınlarında toplanan milyarlarca liralık paralar halkın ve kadınların ihtiyaçlarını gidermek için kullanılmalı, şeffaf bir biçimde kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
İlimizde depremde riskli bölgeler arasında sayılmaktadır. Depreme hazırlık konusunda resmî kurumlar ve sivil toplum örgütleri üzerine düşeni yapıp gerekli önlemleri almalıdır. Deprem sonrası yaşadıklarımızın da gösterdiği gibi biz halk olarak kendi yaralarımızı dayanışmayla, bir arada olarak sarma gücüne sahibiz. Hepimiz biliyoruz ki bizlerin hakkettiği hayatlar; depreme dirençli kentler ve bu kentlerde kadınlar ve çocuklar için güvenli koşullar, yoksulluğun açlığın olmadığı, eşit ve özgür hayatlardır. Bu hayatı kazanmak için bugün dayanışmayla yaralarımızı sarıyoruz. Ancak biz kadınlar olarak söz veriyoruz, bize yaşatılan bu felaketin hesabını da soracağız. Hak ettiğimiz hayatı kazanmak için tüm kadınları hep birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
Son olarak 3 yıl önce kaybedilen ve bir daha kendisinden haber alınamayan Munzur üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’yu unutmadık. Unutturmayacağız. Gülistanın akıbeti belli olana kadar alanlarda sormaya devam edeceğiz.
Basın açıklaması depremde yaşamını yitiren ve katledilen kadınlar için mumlar yakılarak sona erdi.
Gazete Patika | DERSİM / SELDA YILDIZ