Dersim’de Bir Simge ve Sembol Olarak Puşi

Dersim'de yaygın olarak kullanılan puşi, hangi tarihten beri kullanılmaya başlandı? Kadın ve erkeklerce ne zaman genel kabul gördü? Bugün Dersim'e mal olmuş puşi, Dersim'de hiç üretilmediği halde, neden bir simge ve sembole dönüştü? Bunun nedenlerine, tarihsel kökenlerine kısaca bakmak gerek…

Dersim’de yaygın olarak kullanılan puşi, hangi tarihten beri kullanılmaya başlandı? Kadın ve erkeklerce ne zaman genel kabul gördü? Bugün Dersim’e mal olmuş puşi, Dersim’de hiç üretilmediği halde, neden bir simge ve sembole dönüştü? Bunun nedenlerine, tarihsel kökenlerine kısaca bakmak gerek…

Puşi, Dersimlilerce ne zamandan beri kullanılıyor, bunun kesin tarihini belirlemek zor. Kullanıldığı tarih kanatimce üç yüz- dört yüz yılı geçmez! Çünkü dünyada da sanırım Çin hariç, tekstil en çok dört yüz yıl önce Batı’da İngiltere’de geliştirildi. O yüzyıllarda tekstil yaygınlaştı.

Puşinin, on yedinci, on sekizinci yüzyıllarda Dersim’de kullanılmaya başladığını görmekteyiz. Dersimlilerin giyim – kuşamı üzerine ilk karşılaştığım yazılı kaynaklar Harput Vilayeti Salnamelerindeki raporlardı. Bu konuyu; Dersim Tarihi, Zamanın Döngüsünde Dersim ve Proto Dersim Kültürü Üzerine Tezler adlı kitaplarımda notlar halinde yayınladım. Merkalısı oradan bakabilir.

Bir simge ve sembol olarak Dersimlilerce genel kabul görmüş Puşi, Dersim’de hiç üretilmemişti. Puşi yapımı (örümü) için, bir tekstil ürünü olarak ne bir dokuma tezgahı, ne de bir atölye, Dersim’de hiç olmamıştı. Buna rağmen en çok kabul gören puşi olmuştu. Halep, Şam, Suriye taraflarından bir pazar ürünü, bir emtiya olarak Dersim’e getirilmişti. Oralarda ya Ermeniler, ya da Araplarca üretilmişti.

Dersimliler, puşi yapımında kullanılan renkleri üstlenmiş kendilerine mal etmişlerdi. Puşideki renkleri bir simge olarak seçmislerdi. Genel kabul gördü, benimsendi. Bir sembol ve simgeye dönüştü. Dersimliler, üretiminde, renk seçiminde hiç bir emeği olmadan bunu kabullendiler. Puşi örme tezgahları, atölyeleri, dokuma makinaları bile olmadı.

Ama kelkitlerle yapılan halı, heybe, türik, kilim, palaz, tevin, çuval, hurç, keçe gibi basit üretimler için, köy meydanlarında seyyar tezgahlar yapılmıştı. Çorap (gorı-puçik), beş şişle örülmüştü. Atlara eğer, katırlara palan, semer yapmışlardı. Fakat Dersim’de gelişkin olan hayvancılığa karşın; sepicilik ve dericilikte olmamıştı. Yer yer ağaç işçiliği, kapı, pencere, düven, tarım aletleri işçiliği, marangozluk, nalbantlık, taş işçiliği, değirmen taşı kesmek gibi bazı meslekler Pertek, Hozat, Mazgirt, Çarsancak, Çemişgezek de yaygınlaştırlmıştır. Bu gibi sanatkarlık, Ermeni ustalarca Dersimlilere öğretilmiştir…

Dersimlilerin el santlarında ve sanatkarlıkta geri kalmasının pek çok nedenleri vardı. En belirgin nedenler, her dönem Dersim’e yapılan saldırılarla eksik olmayan katliamlardı. Bu bakımdan Dersim’de atölye kurulamamış, üretim yapılmamıştı. Düzlük ve ova alanları az olsada, yüksek dağ yamaçları yerleşim alanı seçilmiş, daha ziyade hayvancılık yapılmıştı.

Her nekadar yüksek dağ yamaçlarında köylerde küçük naihiyelerde tuz ticareti erkenden keşfedilmişsede, Dersimlilerin ticareti de engellemiş, böylece onlar ticareti de öğrenememiş, geliştirememişlerdi. Dersim’de ticaret konusuna, Zamanın Döngüsünde Dersim adlı kitabımda da yer verdim.

Ustalık, sanatkarlık Dersimlilerce geliştirilemememişti. Santkarlık komşuları Ermenilerde gelişmişti. Dersim’de çarklı ahşap makinalar olsun, dokuma tezgahları olsun, demir tezgahlar olsun, halada atölyeler yok, tekstil ürtimide yok.

Puşiler, leçekler, yazmalar, kumaşlar vb. bir tekstil ürünü olarak Dersim’de hala üretimi yok. Bir üretim geleneği olmamış. Oysa tarihinde hayvancılık, keçi kılı, koyun yün-yapağı oldukça fazla.

Dersimliler kök otlarıyla, kök boyalarını biliyor olmasına karşın yinede tekstil oluşmamış. Örneğin deriden tuluk, (tecan vanim) tulum, kök boyaları kullanılarak yapılmış. Süt, hayvan ürünleri ihtiyacının karşılanması kaçınılmaz olmuş. Buna rağmen puşi üretimi hiç olmadan en çok kabul gören bir simge ve sembole dönüşmüş.

Sonuç olarak Puşi, renkleriyle Dersimlilerce bir simge ve sembol olarak genel kabul görmüştü. Buna rağmen hala Dersim’de bir puşi atölyesinin, dokuma tezgahının olmaması ve kendi emeklerinin dışında yapılan puşilerin kabulü garip bir durum…