Felsefede Bilinç ve Mantık

Bilinç, insanın varlığı, davranışları hakkındaki duyguları yoluyla, olayların farkında olma hali. Bilinci olan, kendini, duygularını, dış dünyayı aydınlık olarak kavram halidir. Çevremizde ve içimizde olup bitenleri, yediğini içtiğini, gördüğünü durduğun yeri görme bilme durumudur.

Jean-Jacques Russeau: “ahlaki bilinç” “içgüdü” “ölümlü ve göksel bir ses’tir” der bilince.. İskoç Okulu bilinci, “Özel bir duygu” olarak tanımlamıştır. Bunu iyi ve kötünün duyumu olarak tanımlamıştır. Kant, bilinci, pratik karar veren akılla bir tutmuştur. Bilinci, sosyal hayatta, hayatı dile getiren olayları yansıtır olarak ele almıştır. Diyalektik alanda bilinç, “fikirlerin meydana gelmesini” sağlamıştır. Bilinç, ortaklaşa gelişmiş olaylar sonunda elde edilmiş fikirlerdir. İnsan elde edilmiş en iyi fikirlerle, doğayla uyumludur.

Stoacılar, insanın doğayla uyumunu iyiyle açıklamışlar. “En yüce iyinin doğaya uygun yaşamak olduğunu” bilinçle savunmuşlar. Bilinç-insan-doğa ilişkisini, “Doğa bizi iki şey için doğurdu: Nesnelere temaşe etmemiz ve eylem için. (…) her bir kimse, bilmediği şeylere dönük ne güçlü bilme bir arzusu duyduğunu ve bu arzunun” bilme, öğrenme arzusu olduğunu, bunuda bilinçle elde edebileceğidir. Seneca, bilinci öğrenen ve öğretilebilen olarak ele alır. “Öğrenen ve öğrendikten sonra öğreten” olarak…

Felsefede bilinç ve düşünce iki farklı kavram olarak ele alınmıştır. Düşüncenin mantık yanı, “bilinç kavramının içinde yer almaz” olarak değerlendirilmiştir. Filozoflarca bu konuya; “mantıklı düşünce” denilmiştir, fakat “mantıklı bilinç” denilmemiştir.

M.Ö. 8.yüzyılla, 5. yüzyıl arasında yaşamış Eski Yunan, Eski Roma dönemi kültürüne Antik çağ felsefesi denilmektedir. Bu döneme, klasik ilk çağ felsefesi de denilmektedir. İlk çağ felsefesi hem Eski Yunan, Eski Roma hem de Mısır, Sümer, Akad, Pers, Hint düşüncelerini de kapsar.

Dünya edebiyatının ilk büyük ozanı Homeros’tur. Homeros, M.Ö. 10. yüzyılda yaşamıştı. Aristoteles, Homeros’u ilk filozof kabul etmişti. Bir bakıma Antik Yunan felsefesi, Homeros’un yazdıklarıyla başlamıştı. Homeros, “Tanrıların babası ve anası Okeanos’tur” der. Onun bu düşüncesi, Thales düşüncesini oluşturmuştu. Homeros, tanrıların karşısında insanın yanında yer almış, insanın iradesini, tanrıların iradesinden üstün görmüştü.

Felsefe, düşünme sanatıdır. Gerçeği, doğruyu, adaleti, güzelliği düşünmek, akıl yürütmek… Doğaya, insana, evrene dair olanı düşünmek… Bilgiyi seven, sosyal hayatı, dünyayı, doğayı, insana dair olanı açıklayabilmek, düşünebilmek; bilgi üretebilmektir. Aslında bilgi üreten, temel olarak felsefeyle uğraşandı; o, filozoftu. Olaylara kendi bakışıyla yorum getirendi.

Antik Yunan’da filozof olarak tanımlanan ilk kişi M.Ö. 570-495’de yaşamış Pisagor’du. Ona bu sıfat verilmişti. Ardıllarına bu isim, daha sonra verildi. Ege’de, Milas’ta yaşayan (M.Ö. 625-546) Thales, bu sıfatı Pisagor’dan sonra aldı. Tarihin pek çok döneminde sorgulayan, araştıran, olayların geri planını bulan, keşfeden pek çok kişiye, filozof denilmişti. Fakat filozof adını kullanan ilk kişiler, eski Anadolu’nun Ege topluluklarından Yunan bilginleri olmuştu. Çünkü felsefenin kökeni Antik Yunan’dı. Sonradan ise İskenderiye, Roma, Uzakdoğu kültürlerinde de bu sıfat kullanılmaya başlanıldı.

Filozofların tarihi, felsefenin tarihidir. Kesin başlangıç tarihi bilinmemektedir. İlk bilginler, ilk filozoflar; doğayı, evreni, din dışı nedenlerle anlamış, yorumlamışlardı. Felsefe içinde insan, hep doğayı bilmek istemişti. Bu bilmek isteğini Aristo, “insan doğal olarak bilmek ister” şeklinde tanımlamıştı. Filozoflar bu istemle anlamış, anlatmışlardı, olayları.

Onlar, bilginin peşinden gitmiş, maddi zevklerden uzaklaşmış kimliklerdi. Mal, mülk, siyasal iktidar olma diye heves ve hırsları yoktu. Onların bilginin peşinden gitmek diye haz ve hevesleri vardı.

Bir bilgiyi özümsemek, onu benimsemek felsefe değildir. O, sorgulanırsa felsefe olur. Filozof sorgulayandır. Filozoflar, felsefede inansın temel özelliklerinide sorgular. Marks, filozofların sadece dünyayı sorguladıklarını söylemişti. Onlar sadece düşünceleri, ideleri söylemişler. Bu yüzden hiç bir zaman iktidar olmamışlardı.

***

SALTIK; Turabi: FELSEFE YAZILARI

Karalama Notları, Babek Yayınları, Ekim 2020, İstanbul.