Ali Kemal Sağlam
Dostoyevski’ye ait olmadığı halde ona atfedilen bir söz var: ”Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık” diye.
Gogol’un Palto hikayesinin kahramanı memur Akaki Akakiyeviç, yeni bir palto almak için altı ay yemeden içmeden para biriktirir ve amirinin de katkısıyla bir palto alır. Ama bir gece yolunu kesen hırsızlar paltosunu gasp ederler. Rusya’nın ölümcül kışında paltosuz kalır. Akakiyeviç, bekçiye polise, komisere koşar sadece alayla karşılaşır. Hatırlı bir generale gider o da azarlayıp kovalar. Sonunda soğuktan hastalanıp ölür.
Mehmet Akif’in durumu ise Akakiyeviçin tam tersidir. Akif, kendi paltosunu soğuktan titreyen bir yoksula vermiştir. Kendisi Ankara kışında paltosuz geziyordu. Yağışlı havalarda dışarı çıkmıyordu. Çok gerektiğinde arkadaşı Baytar Şefik’in yağmurluğunu ödünç alıyordu.
Bilindiği gibi Akif, İstiklal Marşı’nı yazması karşılığında kendisine verilen 500 lira ödülü Kızılay’ın dikimhanesine bağışlamıştı. Burada asker paltosu dahil kıyafetler dikiliyordu. Paltosunu ödünç aldığı Baytar Şefik bir gün Akif’e ”para ödülünü alsaydın da şu soğukta titremeseydin” deyince Akif onu iyice haşladı ve iki ay konuşmadı.
Akakiyeviç’in palto almak için yaptığı gibi her şeyinden kısıp evler alan yüzbinlerce kişi o evlerin enkazları altında can verdiler.
Akif’in palto almak yerine bağış yaptığı Kızılay’ı ve diğer kurumları ise devlet-millet el ele yağma yaptık. Yapmaya da devam edeceğiz. ”Devlette devamlılık esastır.”