SMF’li Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Cumhuriyet TV yayınına konuk oldu. AKP iktidarının zam yağmurunu eleştiren Maçoğlu, Dersim Belediyesi’nde uygulanan kamucu politikaları anlattı.
Mehmet Şimşek’in rasyonel ekonomi politikası halka zam ve vergi artışı olarak yansıdı. Akaryakıt, gıda ve pek çok temel ihtiyacın fiyatları katlandı.
Konuya ilişkin Cumhuriyet’e konuşan Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, “Kapitalist siyaset tüm dünyada rant üzerine kurulur, yaşam değerleri veya insanların ihtiyaçlarından çok kazanımları üzerinde yürür. Bu yüzden bazen zam bazen biraz rahatlatma gibi dönemler yaşanıyor. Esas mesele kapitalizmin bu canlıların tamamından faydalanarak yaşamını sürdürmek istemesidir. Bu sistemde bizim gibi ekonomik direnişi olmayan ülkelerde günlük birkaç kez fiyatlar değişebiliyor. Daha kötüsü hepimiz alıştık. İnsanlar artık temel gıda ihtiyaçlarına ulaşamaz hale geldi. Üretelim ve ürettiğimizi herkesle paylaşalım, karşılığında değer de alalım peki ama dünyanın cennetinde yaşıyoruz, patatesi de dışardan almayalım. Bu ayıptır” dedi.
“Üreten Biziz Kazanan Başka Biri”
“Sistem tıkanmaya doğru gidiyor ve artık sadece günü kurtarıyor” diyen Maçoğlu şöyle devam etti:
“Avrupa’daki ülkelerde daha az olabilir ama bizim gibi ülkelerde büyük bir sömürüye dönüştü. Zam bizim için doğal bir durum halini aldı. Zammı artık bir sömürü ve insanların yaşam kalitesinin düşüklüğü olarak görmüyoruz. Evimizdeki yaşam koşullarını sağlamanın yolu, ürettiğimizin bize dönüşünü sağlama ve karşı çıkma meselesi. Üreten, emek veren biziz, bu ülkenin geleceğine dair tüm insanların hatta doğanın geleceğine dair plan yapan biziz ama artı değer olarak gördükleri ‘kazanan’ başka biri. Bununla da yetinmiyor kazandıkları üzerinde katmerli bir politika uygulamaya başlıyorlar.”
“Bizden Aldıklarınızı Bize Vereceksiniz”
İzlenen ekonomi politikası ile mücadele yolunun halka anlatılması gerektiğini ifade eden Maçoğlu, “Bunun çaresi: Aydınlar, sosyalistler, devrimciler, kadınlar, işçiler ve köylüler karşı çıkacak, bu böyle sürdürülemez. Sokaklarda anlatmamız ‘Bizden aldıklarınızı bize vereceksiniz’ dememiz lazım. Bir insanın iki öğün gıda alması lazımsa ve gıdalarda protein, vitamin olması gerekiyor diyorsa, bu devletin üniversitelerinde bir ihtiyaç olarak tanımlanıyorsa bunu vermemek gasptır. Biz hayatın her alanında bunu söylüyoruz. Ancak bunu söyleyen herkesin sözlerinin güvenilirliğine biraz bakmak lazım. Somut bir plan sunamadıklarında halk hak verse de bir şey görmüyor. Önümüzde yerel seçimler var, halk seçeceklerine şunu söylemeli ‘Benim temel ihtiyaçlarıma katkıda bulun’ demeli” diye konuştu.
“Neden Kar Edelim Belediye Tüccar mı?”
Maçoğlu, Tunceli Belediyesi’nde izledikleri politikayı şu sözlerle anlattı:
“Suyu bir ihtiyaç olarak görüyoruz, bizce satılmaması gerek ama ‘devletin kurumu zarara uğratılamaz’ deniyor. Biz de çok cüzi miktarlara satıyoruz. Ulaşım aynı şekilde, son zam ile öğrenci tarifesi 2 lira, tam bilet 2.5 lira oldu. Hiç kâr etmeden, tam tersi belediyenin katkısını sunarak halka arz ediyoruz. Ekmekten neden kâr edelim? Ununu ve suyunu karşılayabilir durumdayız. Belediye tüccar mı? Tefeci mi? Otobüslerden kâr etmeyi düşünsek yarın pek çok kişi binemeyecek. İnsanların yaşam kalitesini arttırmaya çalışmak gerekiyor. İnsanların ihtiyaçlarını ticari meta olarak görüyorlar. Bütün özel anlayışları kamulaştırmamız lazım.”
