Dersim Tarih ve Kültür Merkezi’nden Tanrıkulu’na Destek

Dersim Tarih ve Kültür Merkezi, TSK ile ilgili sözleri nedeniyle hakkında soruşturma açılan ve hedef gösterilen CHP’li Sezgin Tanrıkulu’na destek verdi. Açıklamada dört örnek sıralandı.

Bir televizyon kanalında TSK’ye ilişkin ifadeleri nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan ve hedef gösterilen CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na bir destek de Dersim Tarih ve Kültür Merkezi’nden (DKG) geldi.

Artı Gerçek’in haberine göre, Dersim Tarih ve Kültür Merkezi yayınladığı açıklamada, Tanrıkulu’nun sözlerine Dersim’de yaşanan olayları örnek vererek destek sundu. “İnkar çıkmaz bir sokaktır” başlığıyla yayımlanan açıklamada, “Ordumuza söz söylenemez” açıklamalarına tepki gösterilerek, “Bu çevreler insanlığa karşı işlenen suçları görmezden gelerek, hakikati dillendirenler üzerinde baskı kurarak işlenen suçların konuşulmasına dahi olanak tanımamaktadırlar. Bu faşizan baskılara direnme yerine inkar korosuna katılan CHP sözcüsü gereğinin yapılacağını ilan etti” denildi.

“Tanrıkulu’nun söyledikleri gerçektir, fazlası vardır, azı yoktur” denilen açıklamada, “1994‘de yerinden edilen 3 milyon insan bu vahşetin tanığıdır. AİHM bu vahşetlerin belgelendiği yerdir. Dersim’de işlenen onlarca suçtan bir kaç tanesini kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz” ifadelerine yer verildi.

Örneklerle Anlattı

Dersim Tarih ve Kültür Merkezi, örnekleri şöyle sıraladı:

  1. 23-24 Eylül 1994 tarihlerinde Bolu Dağ Komando Tugayı bölgededir Mirik köyü yakılır, Selin ve Işık ailelerine ait 8 kişi katledilir. İçlerinde 3 yaşındaki Dilek Serin’de vardır. Tunceli Cumhuriyet Savcılığı’nın açtığı dava sonuçsuz bırakılmıştır.
  2. 1994 sonbaharında çoğu muhtar olmak üzere 8 hemşerimiz öldürülmüştür. Katiller her zamanki gibi yargı önüne dahi çıkarılmamışlardır.
  3. Dersim’de yüzlerce köy yakılarak boşaltıldı. Ankara’ya gelen muhtarlar heyeti dönemin başbakanı Tansu Çiller ile görüşerek yaşanılan vahşeti anlatarak müdahale etmesini isterler. Çiller “bizim askerimiz değil” diyerek klasik inkara yönelir. Muhtarların “ama helikopterlerden atılan bombalarla yakıldı köylerimiz” demesi üzerine traji komik bir edayla “o helikopterler bizim değil PKK’nın” diye açıklamada bulunmuştu.
  4. Ayten Öztürk, Yeşil kod adlı katil ve ekibi tarafından kaçırılıp, işkence ile katledilen onlarca sivil insanımızdan yalnızca biriydi. Yeşil denilen katilin karargahı askeriyenin içindeydi.

“Baskıların Çıkacağı Tek Sokak Faşizmdir!”

Dersim Tarih ve Kültür Merkezi, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Aradan geçen 29 yıldan sonra başta CHP olmak üzere, MHP, AKP, İYİ Parti, Çiller ile aynı çizgiye gelerek, onun gibi gerçeklerin inkarına yönelmişlerdir.

Kamuoyuna açık çağrımızdır: İnkar çıkmaz bir yoldur, hakikatlerin konuşulmasını engellemek için kurulan baskıların çıkacağı tek sokak ise faşizmdir. Bedeli ne olursa olsun hakikatlerin konuşulması demokrasi ve insan hakları için olmazsa olmazdır.”

Ne Olmuştu?

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TV100’de yayınlanan bir programa telefonla bağlanarak “TSK’nın yaptığı her şey, eleştiriden azade değil. Biz milletvekiliyiz bunları sorgularız. TSK değil mi 12 Eylül’de darbe yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz’da darbe girişimi yapan, köyleri yakan… Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? AİHM kararıyla sabit hale gelen… Biz eleştirel yaklaşırız. Soru sorarız, doğru olup olmadığını sorarız, TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız. 40 yılda her şeyi doğru yapsaydı Türkiye bu durumda olmazdı. AİHM kararı orada, 15 tane köylü, kim attı? Bu kadar köyü yaktı? Daha yeni Roboski Uludere oldu… Sizler de eleştirel yaklaşamadığınız için Türkiye bu noktaya geldi” ifadelerini kullanmıştı.