Dersim’de bulunan dağları ve özelliklerini sizler için derledik.
Munzur Dağları
Tunceli’nin kuzeybatısı, kuzeyi ve kuzeydoğusunda çok zor ge- çit veren sıralar halinde 130 km. boyunca uzanan dağ silsilesine Munzur Dağları adı verilmiştir. 25-30 km. arasında değişen çok geniş bir taban üzerine oturan Munzur Dağlarının doruklarında yükselti genellikle 3.000 metrenin üzerindedir. Munzur Dağlarının Tunceli sınırları içerisinde kalan bölümünde en önemli dorukları batıdan doğuya Biçare Dağı (3.111 m.), Ziyaret Tepe (3.071 m.) ve Akbaba Tepesidir. (3.463 m.)
Munzur Dağları, dik bir biçimde Ovacık çöküntü alanına indiği bölümde adı Mercan Dağları’na dönüşmektedir. Ovacık’ta rakım 1.400 metredir. Mercan Dağı’nın 2.800-3.000 metreye çıkan yüksekliğinin yanında, yamaçları çok diktir. Dağın bu yamaçlarından kuzeye doğru açılan havza tabanlarına inilmektedir. Yöre hal- kı, havza tabanlarıyla havzaları birbirinden ayıran yüksek sırtları yaz aylarında yayla olarak kullanmaktadır.
Bağırpaşa Dağı
Bağırpaşa Dağı, Munzur Dağları’nı Karasu-Aras Dağlarına bağlayan geniş ve yüksek bir kütledir. Tunceli’nin kuzeydoğu ucunu tamamıyla kaplayan Bağırpaşa Dağı, batıdan Pülümür Çayı Va- disi, kuzeyden Karasu Vadisi, güneyden Peri Suyu Vadisi ile çevrilmiş, bir çeşit adadağ görünümündedir. Bağırpaşa Dağının en yüksek noktası 3.287 metredir. Buradan Erzurum’un Palandöken Dağı ve Ovası rahatlıkla seçilebil- mektedir. Bağırpaşa’nın doruğu, yaz-kış kar ve buzlarla kaplıdır. Bağırpaşa Dağı’nın güney etekleri, meşe ve ardıç ağaçlarıyla kaplıdır. Dağın, Pülümür, Karasu ve Peri Suyu vadilerine doğru alça- lan kesimleriyse, çok çeşitli otları ve zengin otlakları da kapsayan plato konumundadır.
Mercan Dağları
Munzur sıradağlarının üzerinde ve devamı olarak isimlendirilmektedir. Yüksekliği yaklaşık olarak 3.000 metre kadardır. Mercan Dağları da çıplak ve sarptır. Erzincan ovasına doğru dik meyillerle iner. Üzerinde bir dizi yüksek tepeler ve sırt- lar yükselir. Bunların en yükseği de batı ucundaki Akbaba Tepesi olup, yüksekliği 3.449 metredi.
Karasu-Aras Dağları
Tunceli’nin kuzeydoğu kısmını tümüyle kaplayan Karasu – Aras dağları geniş bir kütledir. Dağın batısında Pülümür Çayı, kuzeyinde Karasu Vadisi ve Irmağı, güneydoğusunda Peri Suyu Vadisi bulunmaktadır. En yüksek nok- tası 3.292 metre olup, alt etekleri meşe ve ardıç ağaçları ile kaplıdır.
Bu dağların dışındaki belli başlı Tunceli dağları arasında, Nazımiye’deki 2.200 metrelik Düzgün- baba Dağı (Zel), 2.500 metrelik Sülbüs Dağı, Mazgirt bölgesinde 2.500 metrelik İlanlı Dağı, 2.700 metrelik Kırklar Tepesi, Hozat ile Ovacık arasında bulunan 2.150 metrelik Balikan Dağı sayılabilir.
Düzgün Baba
Nazımiye’ye yaklaşık 15 Km. me- safede bulunan Düzgün Baba Dağı, Tunceli Merkezi ile Nazı- miye arasında bulunmaktadır. Yüksekliği 2.097 metre olarak belirlenen Düzgün Baba Dağı’nın tepesinde adına Çile (Çele) denilen bir de mağara bulunmaktadır. Rivayete göre dağa adını veren Düzgün Baba’nın annesinin ısrarı üzerine babası tarafından gönderilen insanlar, Düzgün Baba’ya bu mağarada rastlamışlardır.
Önemli ziyaret yerlerinden biri olarak kabul edilen Düzgün Baba Dağı’na Tunceli tarafından gelenler Kıl Köyü; Nazımiye’den gelenler ise Günlüce ve Çevrecik köyleri üzerinden ulaşabilmektedirler
Buyer Baba Dağı
Pülümür Kocatepe Köyü yakınlarında bulunan Buyer Baba Dağı, yaklaşık 3 bin metre yüksekliğiyle Munzur Dağları’nın zirvelerinden biridir. Zirvesinde bir de krater göl bulunan Buyer Baba Dağı, Ovacık ile Pülümür arasında bulunmaktadır.
Adını, Krater Gölü’nün kenarında karnını doyuran Deli Hıdır adındaki birinin gördüğü aksakallı dedeyi sofrasına buyur etmesinden ve sonrasında bu iki kelimeyi sıkça tekrar etmesinden aldığı rivayet edilmektedir.
Tunceli’nin bütün dağları gibi kutsal kabul edilen Buyer Baba Dağı’nın zirvesinde bulunan Krater Gölü’nün suyu yaz ve kış hep aynı düzeydedir. Yöre halkı bu göle adaklar adamak, kurban kesmek, ibadet etmek için çıkmaktadır. Gölün sularına genç kız ve delikanlılar tarafından elma bırakılması geleneği bulunmaktadır. Rivayete göre elmalar su yüzeyinde birleşirse elmayı atan genç kız ve delikanlının evleneceğine inanılır.
Arap Kızı Dağı
Pülümür’ün güney yönünde bulunan Arap Kızı Dağı, muhteşem Bağırpaşa Dağı’nın da eteklerindedir. Akşam saatlerinde oluşturduğu silüetle efsaneye konu olan Arap Kızı’nı andırdığı için ilgi çekmektedir.
Oluşan silüette, sırt üstü yatmış ve ellerini göğsünde bağlamış bir kadın görüntüsü dikkat çekmektedir.
Adını da Arap Kızı Yasemin ile Ali’nin aşkı olan efsaneden almaktadır. Efsaneye göre, Ali ismindeki bir genç, Yasemin isminde bir Arap’ın kızına aşık olur. Ancak kızın babası Yasemin’i Ali’ye vermek istemez. Kaçmaya karar veren Ali ile Yasemin, Bağırpaşa Dağları’nda izlerini kaybettirdiklerini sanarak, dinlenmeye karar verirler. Ancak iz süren kızın babası dağda iki genci uyurken yakalar ve kızını silahla vurur. Uykudan uyanan Ali, sevdiği kızın öldürüldüğünü görünce Pülümür’e geri dönerek, ‘benim küllerimi Arap Kızı Dağı’na serpiştirin’ diyerek kendisini yakar.