KESK Dersim Şubesi Basın Açıklaması Gerçekleştirdi

TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarına tepki gösteren Dersim KESK Şubesi, tüm kamu emekçilerini, yoksulluk ve sefalet düzenine karşı omuz omuza mücadele etmeye çağırdı.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), TÜİK’in açıkladığı haziran ayı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığına dikkati çekerek kamu emekçilerine yapılması planlanan zammın gerçek enflasyona göre hesaplanmasını gerektiğini vurguladı. Seyit Rıza Meydanı’nda bir araya gelen KESK Dersim Şube Platformu üyeleri basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını KESK Dersim Şubesi Eş Başkanı Serap Kahraman okudu.

12 bin TL’yi aşan ev kiralarını karşılayacak gücümüz kalmadı. TÜİK’in yaşadığımız hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük göstererek maaş artışlarını adeta bir kara delik gibi yutmaya devam ettiğini belirten Kahraman, “Maaşlarımız, ücretlerimiz yıllardır hiç kimsenin, iktidarın kendisinin dahi inanmadığı TÜİK rakamlarına göre artırılıyor. Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan bu sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor. Çarşıda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon 2 ise TÜİK bunu 1 puan gösteriyor. Seyyanen yapılan artış bunun en büyük itirafıdır” diye konuştu.

TÜİK’in haziranda enflasyonun aylık yüzde 3.92, yıllık yüzde 38.21 olduğunu açıkladığını söyleyen Kahraman, “Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyonun ise yüzde 19.77 olduğunu açıkladı. Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) verilerine göre ise enflasyon haziranda aylık yüzde 8,54 altı aylık yüzde 50,53 yıllık yüzde 108,58 artmıştır. Hem TÜİK’in hem de ENAG’ın rakamları ortada. Buradan başta ücretli kesimler olmak üzere hayat pahalılığını, zam yağmurunu her gün iliklerine kadar yaşayan tüm vatandaşlara soruyoruz. Bunlardan hangisi sizin enflasyonunuz? Hangisi daha inandırıcı? İşte bunun için alanlardayız. Tüm bunlara rağmen ülkeyi yönetenler yıllardır “işçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücrete ezdirmedik” nutukları atıyor. Oysa bizi iktidarın siparişi ile açıklanan TÜİK’in sahte enflasyon rakamları değil, yaşadığımız gerçek enflasyon, hayat pahalılığı eziyor” dedi.

“Yandaş Memur-Sen Yöneticileri iktidarın belirlediği enflasyon rakamlarına göre toplu iş sözleşmelerini imzalamalarından bıktık” diyen Kahraman, kamu emekçisinin eline geçen 10 bin 450 TL’nin çoktan açlık sınırının altında kaldığını söyledi. İktidarın seçimlerden önce verdiği “en düşük memur maaşı 22 bin TL olacak” sözünün üzerinden 62 gün geçtiğini hatırlatan Kahraman, “21 yıldır iktidarda olan hükümet, her fırsatta büyüme rakamları ile övündü. Ama seçim süreci yaşadığımız son döneme kadar bir kez olsun o büyüme rakamlarını emeği, alın teri ile yaratanlara refah payı vermeye yanaşmadı. 2022’nin ilk altı ayı için “%2,5 refah payı veriyoruz” dediler. Ama bunu bile izleyen altı ayın enflasyon farkından düştüler. Ardından gerçek enflasyonun yarısına denk gelmeyen TÜİK enflasyonunun üzerine beş on puan ekleyerek “refah payı veriyoruz” oyununa başladılar” ifadelerini kullandı.

Gelir Yoksulluk Sınırının Çok Altında

Tüm kamu emekçilerine seslenen Kahraman, “Gelin yıllardır tekrarlanan bizi her geçen gün daha sefalete iten bu oyuna artık dur diyelim. Ne TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına ne iktidarın refah payı aldatmacasına kanmayalım. Yandaş sendikaların müjde haberlerine itibar etmeyelim. Artışlar bu biçimde yapıldıkça, TÜİK sahte enflasyon rakamları açıklamaya devam ettikçe, adaletsiz gelir vergisi dilimleri sürdükçe, TL döviz karşında değer yitirdikçe bugün tartışılmakta olan ve yüksek gibi görünen maaş artışları gerçekleşse dahi yarın yine sefalet düzeyine inecek. Kaldı ki %17.55 oransal + 8077 seyyanen zam ile kamu emekçilerinin eline geçecek olan gelir yoksulluk sınırının çok altında kalmaktadır. Tek çözüm insanca yaşamaya yetecek ücret mücadelesini yükseltmekten geçiyor” dedi.

İktidarın tek taraflı olarak çıkardığı yasalar değil, konfederasyonların, sendikaların kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı istediklerini söyleyen Kahraman, “KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak tüm kamu emekçilerini, emeklileri yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.

Çözüm Önerileri

*Her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklenmelidir.

*Gelir vergisi birinci dilim oranı %15 ten %10’a düşürülmeli, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.

*Seçim öncesi verilen kira yardımı, mülakatın kaldırılması sözlerinin gereği zamana yayılmadan hemen yerine getirilmelidir.

Kaynak